ELİF, HÜSEYİN VE CAN AİLESİYLE KEYİFLİ RÖPORTAJ

Gezginlerle röportajın bu haftaki konukları Elif ve Hüseyin çifti. Oğlulları Can’la birlikte ailecek gezmeyi çok seven çift, kendilerini Gezen Kuzular olarak adlandırıyorlar.

İstanbul’da yaşayan çift, özel sektörde çalışıyorlar. Elif Hanım sağlık sektöründe, Hüseyin Bey ise enerji sektöründe. Ailecek gezmeyi çok sevdiklerinden, vakit ve fırsat buldukça gezmeye çalışıyorlar. Çift, gezilerinde yaşadıklarını gezenkuzular adlı Instagram sayfasında paylaşıyorlar.

HARRAN yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…

Seyahat tutkunuz nasıl başladı?

Seyahat tutkumuz hep vardı. Ancak her ikimiz de gezmeyi çok sevdiğimiz için evlendikten sonra daha sık, daha planlı ve daha çok seyahat etmeye başladık. Sonrasında oğlumuz Can dünyaya geldi. Önce Can ile seyahat edebilecek miyiz diye düşünmeye başladık. İlk denememizi Can 3 aylık olduğunda yaptık. İstanbul’a yakın olduğu için Cunda’yı tercih ettik. Butik bir otelde kaldık ve küçük bir bebekle gittiğimiz için bizimle çok ilgilendiler. İlk seyahatimiz böyle güzel geçince hız kesmeden seyahatlerimize devam ettik.

Seyahat sizin için ne ifade ediyor?

Seyahat bizim için özgürlük demek. Seyahate gittiğimiz zaman gerçekten çok rahatlıyoruz, stresimizi atıyoruz. En önemlisi de yeni bilgilere ulaşıyoruz. Varoluş nedenimizi anlamaya, dünyamızı daha çok tanımaya çalışıyoruz. Özellikle karavanla seyahat etmeye başladığımızda doğaya daha yakın ve daha özgür olduğumuzu hissettik. Seyahatler artık bizim hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Esasında gezebildiğimiz kadar yeri gezmeyi ve tanımayı çok istiyoruz. Her gördüğümüz yeni bir yer, bizde tüm dünyayı tanıma ve anlama isteğini artırıyor.

-Harika bir cevap. Tam gezgin cevabı…👍

Seyahatlerinizde bavulunuzda olmazsa olmazınız var mı? Varsa nedir?

Bu soruyu değiştirmemiz gerek.😂 Bavulumuz yok artık, karavanımız var. Karavan hazırlıkları gibi yazalım mı?

-Farketmez karavan da olur.

Karavan ile seyahat öncesinde en önemli kısım hazırlık kısmı oluyor. Karavanı mini bir ev gibi düşünürseniz, hazırlığınız da bavul hazırlığından elbette farklı oluyor. Evde ihtiyacınız olan bir çok şeyi de karavanınıza yani yanınıza almanız gerekmektedir. Ancak mekanın küçük olduğunu da düşünürsek, ihtiyacınızı iyi belirleyip malzemelerinizi ona göre seçmeniz gerekmektedir. Ama kişisel olarak bakacak olursak, seyahatlerde ben termosumdan vazgeçemem. Hüseyin ise fotoğraf çekim ekipmanlarından, Can da seyahat yastığından asla vazgeçemez diyebiliriz.

Karavan alırken nelere dikkat edilmeli?

Karavan alırken önce iyi araştırmak ve mutlaka öncesinde kiralayıp dememek gerekli. Her ne kadar eğlenceli ve güzel gözükse de kendi içinde bir çok şey ile ilgilenmeniz gerekiyor o nedenle size uygun mu diye mutlaka bir bakmalısınız. Tüm karavancılar genel olarak en küçük araç ile başlanması gerektiğini ifade ediyor. Bizde öyle yaptık sınıfının en küçük aracı ile başladık, böylece hem şehir içinde park sorunu yaşamıyoruz hem de istediğimiz her yere kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Bir de en önemli konu tabi Türkiye’de henüz gelişmemiş ve insanların yeni yeni ilgisinin arttığı bir konu. Ülkemizde de daha çok seçeneklerin olacağı günleri iple çekiyoruz.

Sizce Seyahat mi yoksa Tatil mi?

Hem seyahat hem tatil aslında. Ama çoğunlukla seyahat diyebiliriz. Yeni yerler gezip gördükçe yeni bilgiler edindikçe dinlenmiş ve tatil de yapmış oluyoruz. Seyahat yapacağımız yerleri sürekli araştırıyoruz ve harita üzerinden işaretliyoruz. Tatil zamanımız yaklaştığında, önceden belirlediğimiz bu yerler arasında nereye gideceğimize karar veriyoruz. O civarda işaretlediğimiz tabiat parkları, antik şehirler, tarihi yerler, mağaralar, doğal oluşumlar vs gibi yerleri önceliklendirerek en uygun rotayı oluşturup o rota üzerinden seyahat ediyoruz.

SEYAHAT Mİ TATİL Mİ yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…

Seyahatin size kattığı en önemli şey nedir?

Seyahat ettiğimizde bir çok yeni bilgiye ulaşıyoruz. Gezdiğimiz tarihi yerlerde acaba kimler nasıl yaşamıştı diye düşünüyoruz. O mekanlarda o zamanları hayal etmek, konuşmak, araştırmak bizi bambaşka duygulara sürüklüyor. Mekanların yapılış biçimleri veya tasarımları çok ilgimizi çekiyor, orada geçmişte yaşamış insanlarla ilgili bizlere fikirler veriyor. Yine gittiğimiz yerlerde orada doğmuş ve orada yaşayan insanlarla sohbet etmeyi çok seviyoruz. Gittiğimiz yerin kendine has yiyeceklerini tatmak veya yanımıza alıp sevdiklerimize götürüp tattırmak bizi mutlu ediyor. Her gittiğimiz yerde oranın nesi meşhursa mutlaka onunla ilgili yerlere gitmeye hikayelerini dinlemeye çalışıyoruz. Özellikle bu anlamda Türkiye’miz hem yiyecek hem de yerel özellikler açısından çok zengin, doğudan batıya her şehrin kendine özel öne çıkan bir yanı olduğunu görebilirsiniz.

Bir roman kahramanı olsaydınız, romanın hangi yıl nerede geçmesini isterdiniz?

Kendi ülkemizde olsak Sümerler, Hititler veya Frigyalılar dönemini görmek o dönemlerde bir roman kahramanı olmak isteyebilirdik. Ancak dünya da farklı bir yer düşünecek olsak Mısır’a ve piramitlerin yapıldığı döneme gitmek isterdik galiba, böylece belki biz çözerdik, piramitlerin sırrını.

-İkiniz için de aynı mı?

Evet beraber ikimizin cevabı. 🥰

Hayatınızdaki ilk seyahatiniz nereye ve kimlerleydi?

Evlendikten sonra seyahat rotalarımız çok arttı o nedenle evlendiğimiz zamandan sonrası için bu soruya cevap verebiliriz. İlk seyahatimiz Türkiye’de Bodrum, Gökova, Kaş rotası oldu. Aynı sene İtalya’da Roma’ya gittik. Roma tarihi ile büyüleyici bir şehir. O zaman İtalya’ya daha çok vakit ayırmamız gerektiğini anladık. Can doğduktan hemen sonra Can ile birlikte ilk Cunda’ya gittik. Bundan bahsetmiştik. Can ile yurt dışına ise ilk Midilli adasına gittik baktık yurt dışında da zorluk yaşamıyoruz hemen sonrasında ise İtalya turu yaparak Venedik, Milano, Floransa, Bolonya ve Pisa’yı gezdik.

-Evlenmeden önce hiç seyahatiniz ya da tatiliniz olmadı mı? Yalnız ya da arkadaşlarınızla. İlk olduğu için. Eğer öyle varsa o daha iyi olurdu ama yine de siz bilirsiniz.

Evlenmeden öncesi çok geride kaldı hatırlamıyoruz bile 😂😂

-Hadi ya…😂

Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar gittiğiniz yerlerden en beğendiğiniz yer hangisi? En beğendiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.

Türkiye’de bu sene Mardin, Adıyaman ve Urfa seyahati gerçekleştirdik. Ben, Göbeklitepe’den gerçekten çok etkilendim. Yurtdışında ise Roma benim hep favori şehrim olmuştur ama Paris’i görene kadar. Paris benim için en romantik şehir olarak bir numaraya yükseldi.

Hüseyin ise Türkiye’nin her yerini çok beğenmekle birlikte seçmek zorunda kalırsa Mardin’i seçermiş. Kendine has yapısı ve sıcak insanları ile çok etkileyici bir şehir diyor.

Yurtdışında en çok beğendiğim yer ise hem doğası hem yapılarıyla Hollanda oldu. Hollanda’ya hiç sıkılmadan defalarca gidebilirim. Oğlumuz Can ise Türkiye’de en çok Trabzon’u seviyor. Sanırız muhteşem doğası nedeni ile. Yurtdışında ise Amsterdam ve Budapeşte hatta Amsterdam’ı çok sevdiği için bir kaç kez gittik. Özellikle bisiklet sürerek dolaştığımız ve çok eğlendiğimiz bir rota oldu.

Tekrar gitmek isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?

Gezenkuzular olarak tekrar gitmek istediğimiz yer İspanya. İspanya’da Madrid, Barselona ve Valensiya’ya gittik. Ancak güney İspanya’yı çok merak ediyoruz. O nedenle mutlaka rotamızı yeniden İspanya’ya çevirmek istiyoruz.

Bir daha asla gitmem dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?

Bu sorunun cevabı tüm ailemiz için ortak olacak. Bir daha asla gitmeyeceğimiz yer Atina. Biz karavanımız yokken yurtdışında araç kiralayarak seyahat ediyorduk. Atina’ya ise haftasonu için gitmiştik o nedenle araç kiralamaya gerek olmadığını düşündük. Otelimizi de turistik alanlara yakın yürüme mesafesinde bir yerden seçmiştik. Havalimanından metroya bindik ve otelimize doğru gidiyorduk. Ancak metrodan inerken etrafımızı bir grup sardı elimizde bavullar ve kucağımızda Can vardı. Can’a zarar gelecek diye çok korktuk.

Meğer bu insanlar hırsızmış ve paramızı ve kredi kartlarımızı çalmışlar. Haftasonu küçük bebeğimizle Atina’da soyulduk ve öylece kalmış olduk. Yanımızda farklı çantalara koyduğumuz bir miktar paramız vardı, kartlarımızı hemen iptal etmek durumunda kaldık ve yanımızdaki para ile 2 gün için bir planlama yaptık ve gitmişken de dönmedik ancak ne otel ne de polis hiç bir şekilde yardımcı olmadı. Çok zorda kalırsak açıkcası Türk konsolosluğu bize yardım eder diye düşündük. Atina’ya gidecekseniz bir daha düşünün diyebiliriz. Biz bir daha sanırım gitmeyiz.

-Türk Konsolosluğu’na gitseymişsiniz hallederlerdi de nasıl hallederlerdi muamma.

Kesin sarar sarmalar bir şekilde bizi geri gönderirlerdi 😂

Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz plaj hangisi? En beğendiğiniz plaj Türkiye’deyse tek cevap verebilirsiniz.

Benim Türkiye’de en sevdiğim plaj Marmaris Serçe koyu. El değmemiş doğası ve yaban keçileri ile çok çok güzel. Dünyada ise İtalya, Amalfi sahilleri diyebilirim. Muhteşem doğası, uçurumları ve limon ağaçları ile çok ama çok güzel.

Hüseyin’in Türkiye’de en beğendiği plaj ise Marmaris’te Amazon Koyu. Çok farklı bir doğası var görmediyseniz gitmelisiniz. Ağaçlar sanki Amazon ormanları gibi. İnce ve yumuşak, altın rengi kumları ile çok güzel koylar. Orada yaşayanlar da bu güzelliğin farkında ve korumak için çok gayret gösteriyorlar diyor.

-Daha çok, doğal koyları seviyorsunuz güzel…

Türkiye’de ve dünyada, kış turizmi olarak tercih ettiğiniz ya da merak ettiğiniz bir destinasyon var mı, varsa neresi?

Türkiye’de Bolu, Kartalkaya/ Dorukkaya ve Abant rotasını çok seviyoruz. Hem İstanbul’a yakın hem de ulaşımı kolay. Yurtdışında ise ben, Kuzey ışıkları Helsinki ve Norveç rotasını yapmayı çok isterdim açıkçası. En çok görmek istediğim yerlerden birisi. Norveç’te renkli evleri ile balıkçı köylerini çok merak ediyorum. Hüseyin, buzlar ve yanardağlar ülkesi İzlanda’yı veya kış mevsiminde Alp Dağları’nı görmeyi istermiş. Hele İsviçre’ye karavan ile gidip o doğada dolaşmak, konaklamak harika olurdu diye düşünüyor.

-Kuzey ışıkları için en ideal yer Norveç’in Tromso şehri deniyor. Aklınızda bulunsun…

KARS yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…

Türkiye’de ve dünyada en çok merak ettiğiniz ve gitmek istediğiniz yer neresi? En merak ettiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.

Türkiye’de çoğu rotayı dolaştık tamamladık ama gezmekle bitmiyor ve daha gezecek çok yer var. Önceliklendirecek olursak Kars, Van ve Ağrı’ya gitmeyi gerçekten çok istiyoruz. Dünya’da ise ailece merak ettiğimiz yer Japonya. Hem kültürlerini, hem ülkelerini hem de orada yaşayan insanları çok merak ediyoruz.

-Türkiye’de saydığınız yerleri görmek nasip oldu. Hepsi birbirinden güzel. Doğubayazıt ise efsane…

Evet, bizim de orası kaldı inşallah gideriz.

DOĞUBAYAZIT yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…

Burada yaşarım yada yaşamak isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?

Açıkcası Türkiye’mizde kalmayı tercih ederiz. Ancak illa seçmemiz gerekiyorsa sanırım doğası ve düzeni için Hollanda’yı seçerdik. Eğlencesi, insanları, yiyecekleri için ise İspanya’yı seçerdik.

-Türkiye’de nereyi seçersiniz mesela?

İstanbul’da Kuzguncuk. Daha önce de orada yaşıyorduk ama iş nedeni ile taşındık. Fırsatımız olsa hemen döneriz yine. 🥰

Türkiye’de ve dünyada hayran kaldığınız bir yer ya da yapı var mı, varsa neresi?

Türkiye’de en çok nereyi beğendim diye düşündüğümde karar vermekte çok zorlanıyorum. En son Sandal Divlit Yanardağı‘nı ziyaret ettik, gerçekten çok görkemli ve çok etkileyici idi. Etrafta, saçılmış yanardağ lavlarını bile hala görebiliyorsunuz. Sanırım birde Artvin’de Borçka Karagöl diyebilirim. Gerçekten muhteşem ve benzersiz bir doğaya sahip. Dünya’da ise en etkilendiğim yer Vezüv Yanardağı’nın patlaması ile yok olan Pompei şehri oldu. İtalya Napoli’ye yakın konumda olan Pompei şehri yolları ve binaları küllerin altında kaldığı için oldukça korunmuş ve günümüze kadar ulaşmış. Hem hüzünlü hem de etkileyici idi.

-Sandal Divlit Yanardağı nerede tam çıkaramadım?🤔

Manisa Kula’da. Kimse bilmiyor ama mükemmel…

Hüseyin ise Türkiye’de en çok Nemrut’tan etkilenmiş. Özellikle dağa tırmanmak araçla çok zordu. Orada bir çekim enerjisi olduğu kesin, zorlanarak çıktık. Zirveye ulaştığımızda heykeller ve manzara büyüleyiciydi. Ayrıca Nemrut’ta karavanların konaklama noktası da mevcuttu. Konakladığımız en etkileyici rotalardan biri oldu. Heykellerin ve o tümülüsün o noktaya nasıl yapıldığını anlamak gerçekten zordu diyor. Dünya’da ise en etkilendiği yer ise Roma, Kolezyum olmuş. Zamanının en büyük arenası imiş. Gerçekten görkemiyle içine girdiğiniz anda sizi büyülüyor. Sanki o zamanın ruhu hala içinde yaşıyor. Etkisinden bir süre çıkamamıştım diyor.

-Nemrut Dağı muazzam gerçekten. Her türlü övgüyü hakediyor…

Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz, hafızanıza kazınmış manzara hangisiydi?

Benim için Türkiye’nin en etkileyici manzarası sanırım güney ege sahilleri olabilir. Bu noktalardan birini seçecek olursam da en güzel noktalardan biri Fethiye Ölüdeniz manzaralı Babadağ diyebilirim. Ölüdeniz’i ayaklarınızın altına alan ayrıca yamaç paraşütçülerinin de Ölüdeniz’e doğru uçuş yaptığı lokasyondur. Dünya’da ise beni en çok Karadağ, Kotor Bay / Kotor Boğazı manzarası etkilemişti. Bir ressamın elinden çıkmış kadar kusursuz gözükmektedir.

-Yamaç paraşütü denediniz mi hiç?

Hayır adrenalinle hiç işimiz yok.😂

-Soruyu es geçmenizden anladım…😃

ÖLÜDENİZ yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…

Hüseyin’in, Adıyaman Cendere Çayı ve Kanyonu. Muhteşem bir doğaya, buz gibi serin sulara ve muhteşem manzaraya sahip. Gördüğünde gerçekten çok etkilenmiş. Dünyada ise O’nun için en güzel manzara Hollanda Giethoorn’muş. İçerisinde insan eli ile yapılmış kanallar geçen, küçük ve huzurlu, şirin bir köy. İsterseniz köy içinde bisiklet ile gezebilir veya mini tekneler ile kanal boyu tüm köyü gezebilirsiniz. Biz, küçük sandallar ile gezmeyi tercih ettik.

Yine benzer manzaralar ile Roterdam’a yakın bir noktada olan Kinderdijk’te bizim en sevdiğimiz lokasyonlardan oldu. İçerisinde 19 adet yel değirmeni olan şirin bir köy. Köyü bisikletle gezebilirisiniz. Köy, iki nehrin birleşme noktasında ve köyü su baskınlarından korumak için bu yel değirmenleri yapılmış. Aynı zamanda köy sakinleri bu yel değirmenlerinin içinde yaşamış ve tarım ile uğraşmışlar. Hala tüm güzelliği ile korunan bir köy.

Tek bir helikopter turu yapma şansınız olsaydı, hangi şehrin üzerinde yapmak isterdiniz?

Tek bir hakkım olsa Peru’da yer alan Nazca Çizgilerini daha iyi görebilmek için orada bir helikopter turu yapmak isterdim. Hüseyin ise sanırım ben de Kapadokya’yı seçerdim diyor. Bir çok kez gittiğim bir yer olmasına rağmen birde helikopterle görmek isterdim diye belirtiyor.

Seyahatlerinizde başınıza ilginç ya da komik bir olay geldi mi? Geldiyse kısaca bahsedebilir misiniz?

Almanya Köln’de kalacağımız otele yerleştiğimizde iki odanın arasında bir kapı mevcuttu ve kapı açıktı. Biz de her iki odanında bize ait olduğunu düşündük kapı açık olmasına rağmen diğer odaya geçmedik biz kendi odamıza yerleşmeye başladık. Bir süre sonra yan odaya başka misafirler geldi. Biz de odanın bize ait olmadığını anlayarak hızla kapıyı kapattık. Ancak odaya yeni giren kişiler tabi ki, kapının kapanma sesinden çok korkup hemen odayı terk etmişlerdi.

-Bu ne ya. Komedi filmi gibi…😂

Ahahah daha çok vardır da ilk bunlar aklımıza geldi. 😂😂

Diğer bir olay ise Paris’te gitmek istediğimiz lokasyonu bindiğimiz teknedeki kaptana anlatmakta çok zorlandık. Bir türlü söylediğimiz anlaşılmıyordu. Kaptan fransızca konuştuğu için biz de kaptanı asla anlayamıyorduk. Haritadan göstermeye karar verdik. Harita nerde diye birbirimizle konuşup ararken kaptan şu muhteşem soruyu yöneltti “Siz Türk müsünüz?” Meğer kaptanımız da türkmüş. Tüm püf noktalarını öğrenip Paris’in altını üstüne getirmiştik.

-Türkün olmadığı yer de yok galiba.😂 Her yerdeyiz…👍

Bir diğer unutamadığımız olay da Budapeşte’de başımıza geldi. Araç park yerlerinde ödemeleri bozuk para ile yapmak gerekiyor. Çoğu yerde kredi kartı ile ödeme çalışmıyordu. Ancak ilk günlerde tabi elimizde bozuk para olmadığı için ödemelerde oldukça zorlanmıştık. Cafelerde, büfelerde şansımızı deneyip parayı bozdurtamayınca yoldan geçenlerden yardım istemeye başladık. Ama insanlar bize şaşkın şekilde bakıyor, paramızı bozmak istemiyorlardı. Koca memlekette herhalde bozuk para yok diye düşünmeye başlamıştık ki. En sonunda yoldan geçen bir kişi yanımıza gelerek bize yardım edebileceğini söyledi, paramızı bozdu ve otopark ücretini ödeyip oradan ayrılabildik.

Seyahatlerinizde unutamadığınız, tadı damağınızda kalan bir lezzet var mı, varsa nedir?

Gittiğimiz yerlerde sokak yemekleri tüketmeyi çok seviyoruz. Lezzetlerden ilk aklımıza gelenler Yunan adalarındaki deniz mahsülleri gerçekten her zaman bir numara diyebiliriz. Bunun yanında Avrupa’nın hemen her yerinde tatlılar ve dondurmalar çok güzel ama Paris’te profiterol ve kuruvasan, Roma’da dondurma bambaşka diyebiliriz. Tabi Almanya’da Brezel olarak adlandırılan Alman simidi de en sevdiklerimizden olmuştu. İspanya’da patatesli omlet ve domates sosu en unutulmazlar diyebiliriz.

-Unutulmaz yemek deyince Türkiye’yi es geçmişiniz. Şaşırmadım değil.😯 Malum türk mutfağı gibisi zor bulunur…

Elinizde olsa şurada şunu değiştirmek isterim dediğiniz bir yer ya da yapı var mı varsa neden?

Biz gittiğimiz her yeri gerçekten olduğu hali ve yaşayan insanları ile çok seviyoruz. Orayı anlamaya çalışıyor ve güzel vakit geçirmeyi hedefliyoruz. Gitmişken de mümkün olan her yeri görmeye çalışıyor, yemeklerinden tadıyoruz. Bugüne kadar bu şekilde hissettiğimiz bir yer hiç olmadı. Her yer olduğu gibi çok güzel.

-Aslında, mesela Uzungöl’ün çevresindeki betonlaşmayı pek sevmedim. Bu tip şeylere belki karşı olabilirsiniz…

Evet, orası çok korkunç. Ne yazık ki memleketim Ayder de aynı, çok üzücü.

-Ayder tam bir saçmalık zaten. Ayrı bir atmosferi var ama çok fazla abartmışlar.

Son olarak takipçilerinize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Tüm takipçilerimize öncelikle bizi takip ettikleri için çok teşekkür ederiz. Herkesin hayallerine ulaşabileceği, bol bol gezeceği, eğleneceği, yerel tadları alabileceği, bol gülmeli, sağlık ve mutluluk dolu seyahatler dileriz.

-Elif Hanım, çok teşekkür ederim. Vakit ayırdığınız için. Keyifli bir röportaj oldu, diğer tüm röportajlarım gibi büyük keyif aldım.

Biz de öyle çok mutlu olduk. Tüm emekleriniz için şimdiden çok teşekkür ederiz. 🥰🥰🥰