Gezginlerle Röportaj bölümümüzün bu haftaki konukları, sevgili Asya ve İdil kardeşler.
Asya ve İdil kardeşler Bursa’da yaşıyorlar. Asya Hanım avukatlık yapıyor, İdil Hanım ise psikoloji alanında yüksek lisansına devam ediyor. Zaman zaman beraber, zaman zaman ise ayrı seyahat ediyorlar. Gezdikleri yerlerdeki deneyimlerini ve fotoğraflarını kabinboyseyahat adlı Instagram sayfasında paylaşıyorlar.
Seyahat tutkunuz nasıl başladı?
Benim için seyahat tutkusu, lise 2’de Amerika’ya dil okuluna gitmemle başladı. Hayatımın en güzel yazlarından birisini New York’ta geçirmiştim. İlk yurt dışı deneyimimdi ve farklı insanları tanıma fırsatı, ufkumu çok açmıştı. Daha sonra bir daha yurtiçi tatilleri ilgimi çekmedi diyebilirim. 😃Bunun üzerine aileme yurt dışına tatile gitme baskısı yapmaya başladım ve bu da İdil’in ilk defa yurt dışına çıkmasını sağlayıp ona da bu tutkuyu bulaştırdı. 🕺🏻
Seyahat sizin için ne ifade ediyor?
Yeni insanlar tanıma tutkusunu ifade ediyor benim için. Her gittiğim yerde kaldığımız hostellerde, farklı insanlarla tanışıyorum ve herkesten farklı şeyler öğreniyorum. Bu sayede ruhsal olarak çok beslendiğimi hissediyorum.
İdil için ise özgürlüğü ifade ediyor. Sınırların olmadığı bir hayat, her yere çıkabilecek sokaklar ve sonunu bilmediğimiz yollar. Özgürlük de bu demek sanki. 😋
– Güzel cevap.👍
Seyahatlerinizde bavulunuzda olmazsa olmazınız var mı? Varsa nedir?
Bizim bloğumuzun adının geldiği yerden bahsetmek istiyorum bu noktada. Biz minimal bir şekilde seyahat etmeyi tercih ediyoruz, yani temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar eşya alıyoruz sadece. Yani kabin boy valizle seyahat etmeyi sevdiğimiz için de sayfamızın adı Kabin Boy Seyahat. 🥰 Bu sebeple de aslında telefonumuz, kameramız ve kıyafetlerimiz haricinde bir şey almıyoruz yanımıza.
– Bir hanımefendi olarak, kıyafetlerinizi kabin boy valize sığdırabiliyorsanız, tebrik ediyorum…😉😊
Evet, herkes gibi biz de minimal takılabiliyoruz. 😁
Sizce Seyahat mi yoksa Tatil mi?
Aslında ikisi arasında seçim yapmak çok zor, her yıl ikisini de yapmaya çalışıyoruz o yüzden. 😁 Seyahat daha macera dolu geliyor bize, adrenalin ihtiyacımız gelince ona yöneliyoruz. Öte yandan tatili, daha çok kendimizi yorgun hissettiğimiz ve rahatlamak istediğimiz zaman tercih ediyoruz. İkisi de farklı ihtiyaçlarımızı, farklı zamanlarda karşılıyor yani. 🌝 İlla seçim yapmamızı istiyorsanız ben seyahattan, İdil ise tatilden yana. 😁
– Gezginler genelde seyahat cevabını veriyor ki ben de öyleyim. Zaten seyahatte tatile de zaman ayırabiliyorsunuz bir yandan da.
Evet, öyle bir yanı var.
SEYAHAT Mİ TATİL Mİ yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…
Seyahatin size kattığı en önemli şey nedir?
Bana kattığı şey özgüven ve iletişim becerisi. Dünyanın her yerinde, kendi başıma ayakta kalabileceğimi ve yolumu bulabileceğimi gezerek öğrendim. Bu anlamda gelişimime olan katkısı yadsınamaz.
İdil’e de benzer katkıları var. Özellikle tek başına çıktığı seyahatte, kendisinin başarabileceklerini daha net bir şekilde gördü. Bu anlamda, tek başına seyahate çıkmanın ve yolda karşılaşılabilecek her zorlukla tek başına başa çıkmanın geliştirici bir etkisi var. Aynı zamanda, ön yargıları yıkmayı da sağlıyor. Dünyanın farklı yerlerinden çeşit çeşit insan tanıdıkça çeşitliliklerimize rağmen hiçbirimizin bir diğerinden farklı olmadığını görüyoruz.
Bir roman kahramanı olsaydınız, romanın hangi yıl nerede geçmesini isterdiniz?
Seçim yapması çok zor, her yer birbirinden güzel. 😁 Ben, bu çağda ve Japonya’da geçmesini isterim. Çünkü, en sevdiğim yazar Japon ve Lost in Translation filmi beni çok etkilemişti. Ben, çok yabancı olduğum kültürlerde çok rahat hissediyorum kendimi nedense. Dahası, Japonya’daki teknoloji hayatı da beni çok etkiliyor. O yüzden kendimi Japonya’ya ışınlamak istedim şu an. 😁
İdil ise tam bir Avrupacı. Avrupa olsun, onun olsun. 😁 1990’larda Roma’da olmak isterdi. 90’lar ne çok teknolojisiz ne de şimdiki gibi teknoloji batağının içinde olduğu için, o yıllar. Roma ise hiç gitmediği ve her köşesinin ayrı güzel olduğu bilindiği için tercih sebebi.
– İdil Hanım’ın ki epey fantastikmiş.👍 Siz de Samurayların olduğu Japonya deseydiniz tam olurdu…😃😊
Samuraya kadar uzaklaşamadım maalesef. 😁
– Bir an, iyi olabilirdi diyeceksiniz sandım. Yani, o biraz fazla olurdu.😃
Hayatınızdaki ilk seyahatiniz nereye ve kimlerleydi?
Benimki ilk soruda bahsettiğim gibi dil okuluna, Amerika’ya gittiğim zamandı ve bunu yalnız yapmıştım. Oradan tanıştığım insanlarla Niagara Şelalerine ve New York merkeze gidip gezmiştik.
İdil’in ise Paris. Ailecek gittiğimiz bir seyahatti. Bir turla gitmiştik ve her yeri çok hızlı gezmiştik. O yüzden keyif almamıştık, bir daha da tur kullanmadık.
– Turla gezmek hiç iyi olmuyor ya, bir kere gezginin mayasına ters. Bir daha kullanmamanızı anlayabiliyorum. Siz, New York’ta hangi bölgede kaldınız da New York merkeze gezmeye gittiniz?
Tarrytown bölgesinde kaldım, küçük bir kasaba gibiydi.
– Daha çok kimlerin yaşadığı bir bölge? Avrupalı mı Asyalı mı… v.s. ?
Daha çok Avrupalılar bulunuyor, Asyalıların oranı daha düşük. Aynı zamanda, İspanyollar da ağırlıkta.
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar gittiğiniz yerlerden en beğendiğiniz yer hangisi? En beğendiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Benim Çin. Çünkü çok farklı bir kültür, Avrupa ve Amerika kültürü gene de bize yakın ancak Çin, çok farklı. Bambaşka bir dünya. Orada hiç denemem dediğim birçok şey denedim. İdil için Amsterdam. Çünkü tam bir özgürlükler şehri, herkesin kendisi olabildiği yer.
– Türkiye’de yok mu, ikinizinde?
Türkiye’de ise benim favori yerim Kaş. Denizi ve tatil için gelen kitle dolayısıyla kendimi daha yakın hissediyorum. İdil’in ise Marmaris. Hem gece hayatı hem denizi paha biçilemez.
– İki yer de harika. Harika tercihler.👍👏💯 Marmaris de gece hayatında ilk sıralarda.
Kesinlikle.
Tekrar gitmek isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Çin. 😃 Görülecek şeyleri bitirmek imkansız, hep yarım kalıyor hissi veriyor. İdil’in ise Mardin. Yenecek ve görecekler tükenmez. 😃
-Siz de yenecekler tükenmez demediniz iyi ki. 😃 Çin, yemek kültürü olarak pek damak tadımıza uymuyor çünkü.
Ben, uzak doğu mutfağına bayılırım, hiç sıkıntı yaşamadım. Özellikle noodlelar şahaneydi😋
– Noodlelara lafım yok. Ben, böcekleri, akrepleri, yılanları,… v.s. kasdetmiştim.
Asıl kültür, böcekler değil. Kıtlık zamanından kalma. En azından Beijing’de turistik olarak tüketiliyor ve ben de denedim. Tatsız tuzsuz bir şeydi kızartma olduğu için. Yağ ısırıyorsunuz 😅. Canlı akrep yemeyi deneyimleyen turistler oldu.
Önce ön dişleriyle ısırıyorlar yoksa ağzı sokabiliyor. Fakat, zehirli değiller.
Bir daha asla gitmem dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
İdil için Kabak Koyu, çünkü denizi çok dalgalı ve pis. Asla abartıldığı gibi bir yer değil. Konaklama ise çok pahalı. Bungalow evlerde kaldığınızda da parasına asla değmiyor. Tamamen popüler olduğu için tercih ediliyor. Benim içinse Lüksemburg. Hiçbir şey yoktu hemen hemen. Standart bir Avrupa şehriydi. O kadar hiçbir şey yoktu ki neresinden yersem bilemedim. 😅
Bir film ya da dizi çekme şansınız olsaydı hangi türde, nerede ve neden orda çekmek isterdiniz?
Ben, bir polisiye film çekmek isterdim. Nazi Almanya’sında geçerdi. İkinci dünya savaşına özel bir ilgim var. O dönemdeki bir seri katil soruşturmasını işlerdim filmde.
İdil ise dram dolu bir insan olduğu için dram türünde çekerdi. Stockholm’de geçerdi. Soğuk iklim bölgesi dram çekmeye çok uygun. Aile dramına ilişkin olurdu film.
– Siz, filmde cevval bir avukatı canlandırırdınız tahminim. İdil Hanım’ın ki komedi dram olsun. Komik ve güzel bir cevap vermiş.
Tabii ki. 😎😁
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz plaj hangisi? En beğendiğiniz plaj Türkiye’deyse tek cevap verebilirsiniz.
Marmaris İncekum. Traktörlerle ulaşılıyor, araba sonuna kadar gitmiyor. Çok güzel bir deniz ve kumsal.
– İkiniz için de mi?
Evet, ikimiz için de.
Türkiye’de ve dünyada, kış turizmi olarak tercih ettiğiniz ya da merak ettiğiniz bir destinasyon var mı, varsa neresi?
Kışın, Kars’a gittik çok büyüleyiciydi, özellikle ani harabeleri. Atmosfer inanılmaz kışın. Ancak Sarıkamış’ta kayak yapma imkanımız olmadı, onu çok isterdik.
Dünya’da Christmas için New York City’e gittik, kar yağdığında çok güzel göründü şehir. İkimizin de ortak bir cevabı daha.
– Kars muhteşemdir. Bir dahaki sefere Doğubayazıt’a da gitmenizi öneririm. Özellikle, İshakpaşa Sarayı ve manzarası harika.
Kesinlikle gitmek istediğimiz bir rota 🌝
Türkiye’de ve dünyada en çok merak ettiğiniz ve gitmek istediğiniz yer neresi? En merak ettiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Benimkisi Hindistan. Çok farklı bir kültür ve Hint mutfağını çok seviyorum. Yoga ile de ilgili olduğum için yoga kültürünün doğduğu yeri de merak ediyorum. İdil’in ise Tanzanya. Hem denizi, hem kültürü hem de mimarisi merak uyandırıcı.
Türkiye’de ise ikimizin de Artvin, doğasını çok merak ediyoruz.
– Artvin harikadır. Umarım en kısa zamanda gidebilirsiniz…
Burada yaşarım yada yaşamak isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Benim için New York. Her defasında çok büyülüyor. Kocaman binaların arasında yürümek ve kendimi küçük hissetmek hoşuma gidiyor. İdil’in ise Amsterdam. Kendini özgür hissedebildiği yerleri seviyor. Ayrıca mimarisi efsane. Hem de her köşede park var.
– Siz de kalabalığı, canlılığı ve hareketi seviyorsunuz. Bence süper.👍👏
Kesinlikle, enerji veriyor.
Burada yaşayamam, bana göre değilmiş dediğiniz yer ya da yerler oldu mu, Türkiye’de ve Dünya’da?
İkimiz de Erzurum. Kesinlikle bize göre değil. Kendimizi rahat hissetmemiştik, gezerken hiç. Biraz muhafazakar geliyor bize. Dünyada ise Orta Doğu ülkelerinde yaşayabileceğimizi sanmıyoruz.
– Çok samimi bir cevap. Samimi olmanız güzel. Tebrik ediyorum.👍👏
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar sizi yaşamıyla, kültürüyle, insanlarıyla en çok zorlayan ve kendinizi evinizde gibi hissettiğiniz bir yer oldu mu? Olduysa neresi?
En çok zorlayan Mısır, çünkü biraz fazla pis. 😃 Bu da adapte olmanızı zorlaştırıyor. İdil’in ise Romanya. İngilizce bilen sayısı azdı ve iletişim kurmak zorlayıcıydı. Evimde gibi hissettiğim ise New York. Kendi ruhumu bulduğum bir yer. İdil’in ise İspanya. Çünkü herkes sadece parti odaklı ve stresleri çok az. Tam istediği yaşam tarzı. 😃
Türkiye’de ise en çok zorlayan az önce söylediğimiz gibi Erzurum diyelim, benzer sebeplerden dolayı, bizi zorlamıştı. Evimizde gibi hissettiğimiz yer ise İstanbul. Hareketli yaşam tarzı içimizi yansıtıyor adeta.
Adrenalin içeren aktiviteler sever misiniz? Seviyorsanız, yaptığınız en heyecanlı aktivite neydi?
Bu soruya maalesef cevabımız hayır. Biz sevmiyoruz ve korkuyoruz. O yüzden tercih etmiyoruz. Adrenalin dolu deneyimimiz de olmadı açıkçası. Biz yapamayız bunge jumping falan. 😃 En heyecanlı yaptığımız şey rafting oldu.
– O da eh işte. İdare eder. Aslında paraşütle şöyle süzüle süzüle inseniz, manzara eşliğinde sevebilirsiniz belki.🤔
Yüksek, biraz korkutucu geliyor ama belki zamanla fikrimiz değişir. 😁
– Elbette, herkesin bir fobisi olabilir. Ancak, deneyebilirseniz, hayran kalacağınıza eminim.
Türkiye’de ve dünyada sizde hayal kırıklığı yaratan bir yer ya da yapı oldu mu, olduysa neresi?
Lviv’de Potocki Palace. Saray diye girdim ama malikane bile diyemem hakkında. Bir özelliği yoktu. İdil’in ise Barselona’daki Sagrada Familia. Sürekli restorasyon halinde.
İdil’in İznik. Çünkü daha tarihi sokaklardan oluşan bir yer olduğunu hayal etmişti ama tabii ki orasının da mimarisini bozmuşlar. Herkes de İznik çok güzel deyince ben de büyüleneceğini sanmıştım ama öyle olmadı. 🥲 Benim ise Dikili. Hem denizini o kadar sevmedim, hem de ortamının bir özelliği yoktu. Biraz, ölü bir yerdi sanki. 😁
– İznik maalesef biz de bile hayal kırıklığı yaratıyor. Yer olarak güzel o kadar. Dikili de hayat çok canlı değil ama Bademli’deki Pissa Plajı en azından denizin rengi ve plaj olarak güzeldir.
Pissa Plajı’na yolumuz düşmedi, hemen rotamıza ekliyoruz.
– Bence hemen ekleyin.
PİSSA PLAJI yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…
Türkiye’de ve dünyada hayran kaldığınız bir yer ya da yapı var mı, varsa neresi?
İkimizin de Barselona’daki Park Guell. Binayla yapılan bir sanat görüyorsunuz. Manzarası, doğası ve rengarenkliği bir efsana. Türkiye’de ise Dolmabahçe Sarayı. Her seferinde büyülemesi garanti.
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz, hafızanıza kazınmış manzara hangisiydi?
Dünyada New York’taki Empire State’in manzarası. Türkiye’de ise Büyükada Aya Yorgi’nin manzarası. İnsana sonsuzluk hissi veriyor.
– İkinizinde aynı sanırım.
Evet bu konuda aynı. 🌸
Seyahatlerinizde başınıza ilginç ya da komik bir olay geldi mi? Geldiyse kısaca bahsedebilir misiniz?
Evet, hala etkisinden çıkamadığımız bir deneyimimiz oldu, bizim de. Berlin Duvarında, bul karayı al parayı oyununda dolandırıldık! Hem de 100 euro kadar. Tabii o zaman euro daha 3.5’tu ama gene de yüklü bir miktardı. Bir anda kendimizi oyunun ortasında bulduk. İnsanın bazen gerçekten aklı tutuluyor demek ki. 😃 Daha sonra korkuyla karakola koştuk ve polis arabalarıyla tüm şehri turladık. Polisler bizimle epey ilgilendi ama maalesef bulamadık. Trajikomik bir deneyimdi.
– Bul karayı al parayı tam Kemal Sunal filmi gibi oldu. Trajikomikmiş.
Hehe evet, aynı öyle bir durumdu. 😁
Seyahatlerinizde unutamadığınız, tadı damağınızda kalan bir lezzet var mı, varsa nedir?
Brüksel’deki tencerede haşlanmış midyeyi unutamıyorum. Yıllardır aşeriyorum ve gidemedikçe özlemim büyüyor. 😃 Umarım bir gün yollarım kesişir.
İdil’in ise yemekle asla arası yok. Yeni tatlar denemeyi de sevmiyor. Ama yine de Antep’te yediği çikolatalı simit katmeri unutamıyor.
– Midye iyiymiş. Acaba Çin’deki akrebi der mi diye bekledim ama😂
Hahahha akrebi o kadar hasretle anmıyorum ama yeri ayrı. 😂
– Asya Hanım, sizin Türkiye’de var mı peki?
Antalya’nın tahinli piyazını çok severim.
Sırf şu lezzet için bile gidilir dediğiniz bir yer var mı varsa neresi?
Antep. Gezilecek pek yeri yok bizce ama sadece yemeği için de gidilir. Küşleme ve nohut dürüm favorimiz. Baklavadan ve katmerden bahsetmiyoruz bile. 😃
Elinizde olsa şurada şunu değiştirmek isterim dediğiniz bir yer ya da yapı var mı varsa neden?
Beşiktaş stadyumunun oradaki Süzer Plaza’yı kaldırırdık. O kadar kötü ki tüm manzarayı mahvediyor ve vapurla baktığınızda adeta sadece onu görüyorsunuz. Bursadaki Merve Camii çok kötü bir görüntüye sahip, onu da kaldırabilirdik. Eski rum evlerinin de daha çok olmasını isterdik, daha çok Balat gibi yerlere ihtiyacımız var. Güzel mimarileşmemiz çok az.
Asya Hanım, son olarak takipçilerinize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Bol bol seyahat etsinler, gördüklerini ve öğrendiklerini paylaşsınlar. Her şey paylaştıkça güzel. Biz gezmeyi de paylaşmayı da çok seviyoruz, bizi takipte kalsınlar. Pandemi dolayısıyla bir süredir gezemiyorduk. En son Lviv’e gittiğimizde tekrar nefes aldığımızı hissettik ve deneyimlerimizi şu an sizinle de paylaşmak bize çok iyi hissettirdi. Nefes alabildiğimiz ve doya doya paylaşım yaptığımız günlerde görüşmek üzere. 🌸Bu röportaj için de size teşekkür ederiz. Çok keyifliydi. 🥳
Antalya’nın tahinli piyazı gerçekten enfesssss. Keyifle okuduğum bir başka röportaj daha. İdil hanımın İznik’i beğenmemesine üzüldüm gerçi…
Cok keyifli bir röportaj olmuş, emeğinize sağlık
Ne güzel gezmisler, cok özendim:)
Okudukça icim açıldı, cok güzel bir röportaj olmuş
Abla kardeş çok tatlılar. Çok güzel bir röportaj olmuş. Camiyi kötü bir görünüme sahip diye kaldırmak istemelerine pek anlam veremedim ama. Şaşırdım.☹️
Bul karayı al parayı muhabbetine de koptum.
İnsanı gülümseten çok güzel bir röportaj olmuş.