KOTOR

KOTOR

KOTOR

Kotor, Karadağ’a bağlı, körfeze kurulmuş, şirin bir sahil şehri. Özellikle de eski şehrinin tarihî dokusu inanılmaz. M.Ö 168 yılında, Roma’lılar tarafından kurulmuş.

Kotor’a ulaşım, biri otoban, diğeri dağ yolu olmak üzere iki türlü sağlanıyor. Özellikle dağ yolu, muhteşem manzaralara sahip. Kotor Serpentine olarak geçen yolun virajları, öyle böyle değil. Serpentine, yılan gibi demek. Dikkatli olmakta fayda var, çünkü aynı zamanda dar bir yol. Dünyada az rastlanan cinsten. Bazı noktalarından Tivat ve Perast’ı da kapsayan, çok geniş bir körfez manzarası sunuyor.

Gezilecek Yerler

Kotor’da gezilecek yerlerin başında, hiç şüphesiz, Kotor Old Town geliyor. Daha dışarıdan gördüğünüzde bile merak uyandıran bir şehir. İçerisine girdiğiniz andan itibaren ise sanki geçmişe yolculuk yapıyorsunuz. Olağanüstü bir yer. Hayran kalmamak imkansız.

Kotor Old Town’un ana giriş kapısı, Sea Gate. Tatlı, pembe bir renkte. Ayrıca, kapının hemen yanında, turist bilgilendirme ofisi de var. Kapının üzerindeki tarih ise şehrin Nazi Almanyası’ndan kurtarıldığı tarih. Yazan cümle ise eski Yugoslavya coğrafyasında oldukça saygı duyulan bir lider olan Tito’nun sözü. “Bizim olanı vermeyiz, başkasının olanı istemeyiz.

Ana kapıdan Old Town’a girişte sizleri, 1602 yılında barok ve gotik tarzda inşa edilen, tarihî saat kulesi karşılıyor. Kulenin önünde ise yerel suçluların, bir zamanlar ceza olarak bağlandıkları ve bir utanç ayağı olarak hizmet eden, küçük ve piramit şekilli bir taş bulunuyor.

Kotor Old Town içinde birçok kilise var. Biri, Aziz St. Tryphon Katedrali. Karadağ’da yer alan, iki tane Roma Katolik Kilisesi’nden biri. 1166 yılında inşa edilen kilise, Kotor’un koruyucusu olarak bilinen Aziz Tryphon’a (Sveti Tripun) adanır. Tryphon’a ait kalıntıların bulunduğu gümüş bir tabut barındırıyor. Kalıntılar, 9.yy.da İstanbul’dan getirtilmiş ve katedral inşa edilene kadar da (12.yy) başka bir yerde tutulmuş. Getirildiği günden beri, Kotor’un önemli kutlamalarından biri olan Tripundan (St. Tryphon Day) düzenleniyormuş. Sonradan Gotik mimariye dönüşen Romanesk mimari stilinde inşa edilen bu yapı, depremlerden zarar görmesi nedeniyle çok kez restore edilmiş. Üst katı ise günümüzde müze olarak kullanılıyor. Giriş ücreti 6€.

Karşılıklı yer alan, St. Nicholas Katedrali, Old Town’un en yeni, St. Luke’s Katedrali ise en eski kilisesi. İkiside, ortodoks mezhebine bağlı. St. Luke’s Katedrali (Sveti Luka), Roma ve Bizans mimarisi özelliklerini taşıyan, tarihi, küçük bir kilise. 17.yy. sonlarına kadar Katolik okulu olarak kullanılan kilise, Ortodoks halkının Kotor’a gelişiyle, hem Katolik hem de Ortodoks sunağı barındırmaya başlamış. Böylelikle dindeki ahengi ve hoşgörüyü simgelemesi yönünden önemli bir yere sahip olmuş.

Bir diğer kilise de Azize Osanna Kilisesi. 1221 yılında inşa edilen kilise, St. Mary’s Collegiate Kilisesi olarak da geçiyor. Bu kilisenin hikâyesi ise şu şekilde.🔽
Azize Osanna, Yunan ortodoks olarak dünyaya gelir. Genç kızken katolik görüşlerine ilgi duyar ve ailesinin de onayıyla, Kotor’da bir katolik ailenin hizmetçisi olarak çalışmaya başlar. Burada çalışırken de katolik olur. Hikaye ise tam da burada başlıyor. Osanna, ev sahibinden habersiz fakirlere evden yiyecek götürür. Yine böyle bir günde, evin sahibi ile yolda karşılaşırlar.

Ev sahibi elindeki paketi görmek ister ve paketi açtıklarında yiyeceklerin hepsi çiçek olur. O günden sonra da daha fazla ibadet etmeye başlar. Birkaç yıl sonra, ruhani bir hayat yaşama isteğiyle, kiliseye bağlı küçük bir hücrede hayatını geçirmeye başlar. Sonra da aslında Catherine olan ismini Osanna olarak değiştirir. Kotor şehri, Osmanlılar tarafından saldırıya uğradığında, Osanna’nın dualarının şehri kurtardığına inanılıyor. Naaşı, şu an kilisenin içinde, cam bir fanusta ziyarete açık.

Kotor, tarihi dokusunun yanı sıra, tam bir kediler şehri. Kediler, Kotor için çok önemli. Çok değer veriliyor, burada, kedilere. Zamanında, Avrupa’da yaşanan büyük veba salgınından, kediler sayesinde, korunmuşlar. Bu yüzdendir ki burada bir tane Kediler Müzesi bile var. İsmi, Kotor Cats Museum. Dünyanın ilk kedi temalı müzesi olma özelliğini taşıyor. İçerisinde fotoğraf sergisi, kedili hediyelik eşyalar, litografi baskı sanatıyla yapılan eserler, kedi heykelleri, posterler, takvimler ve kedi kartpostalları gibi çokça koleksiyon mevcut. Giriş, 5 Euro.

Boka Koyu’nun (Kotor Körfezi) uzun denizcilik tarihi ve geleneğinin evi olan Kotor Denizcilik Müzesi’nin ilk açılış tarihi ise 1900. Günümüze kadar, zaman zaman, tadilat ve yenileme yaşamış. Giriş 6 Euro.

1350 basamak civarı merdiveni göze alıp, Kotor Kalesi’ne (St. John’s Fortress) çıkmak isteyenlere tavsiyem şu. Yanınıza su almayı sakın unutmayın ve sabah erken saatlerde çıkın. Özellikle yaz sezonunda ve sıcak saatlerde bünyeyi zorlar. Kaleye giriş 8 Euro. Manzara ise harika. Kale yolu üzerinde bir tane kilise de var. İsmi, Meryem Ana Kilisesi.

Old Town içinde alışveriş meraklıları için harika butikler var. Bir şey almasanız bile insan bakarken bile keyif alıyor. Ayrıca, Old Town sokaklarında dolaşmak oldukça keyifli. Tarihi bir sürü bina var. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Kotor Old Town’un tam karşısında, körfezin başında, cruise gemilerinin demirlediği yerde, bir tane dikilitaş da var. Ayrıca, vaktiniz çoksa, körfezde, keyifli bir yürüyüş de yapabilirsiniz.

Old Town’un içinde yer alan, La Catedral Pasta Bar, İtalyan lezzetleri sevenler için harika bir tercih. Przun Restaurant da diğer bir alternatif. Öğlen yemeği için dilim pizza satan, birçok dükkan da var. Kotor Old Town dışında Taraca Restaurant‘a da göz atabilirsiniz. Old Town’un yanındaki nehrin diğer yakasında. Old Town’un içinde olduğu gibi dışında da seçenek epey fazla. Sizler, zevk ve bütçenize göre istediğinizi tercih edebilirsiniz.

Dondurma sevenlere ise Old Town’un içinde yer alan, Moritz Eis ve Marshall’s Gelato’ya göz atmalarını öneririm. Harika iki tercih.

D & Sons Apartments fiyat – kalite dengesi olarak oldukça başarılı. Historic Boutique Hotel Cattaro çok daha güzel ama fiyat olarak biraz daha pahalı. İkiside Old Town’un içinde. Ancak, Old Town içinde de dışında da bir sürü seçenek mevcut. Sizler, zevk ve bütçenize göre, istediğinizi tercih edebilirsiniz.

Kotor, Karadağ’ın kültür rotalarından. Özellikle Old Town, Budva Old Town’dan daha güzel. Ancak, Karadağ’a deniz tatili için geliyorsanız, Budva‘yı tercih edin. Her ne kadar Kotor ve çevresinde plajlar olsada Budva plajları çok daha güzel.

Kendinize dikkat edin, sağlıcakla kalın…

35 Beğen

Yapılan Yorumlar

  1. Gezilesi bir yer.

  2. Gezmiş görmüş kadar olduk teşekkürler.

Bir Cevap Yazın