Gezginlerle röportajın bu haftaki konuğu, sevgili Gizem Zenk.
Gizem Hanım, Berlin’e 3 ay önce taşınmış bir beyaz yakalı olarak, bir yandan da dünyayı keşfediyor. İş analisti olan Gizem Hanım, para biriktirmek yerine, anı biriktirmeye inanarak, her boş vaktini, yeni yerler ve kültürler keşfederek doldurmayı, tercih ediyor. Deneyimlerini, gizemcekesifler.com‘da paylaşan Gizem Hanım, ayrıca gizemcekesifler Instagram hesabıyla görsel olarak da bunu taçlandırıyor.
Seyahat tutkunuz nasıl başladı?
Küçüklüğümden beri, ailemle rutin gezilerimiz olurdu. Yaz ayları ile sınırlı olsa da sanırım orada bir takım temeller atıldı. Kırkı çıkmamış bir bebekken bile kamp tecrübem başlamış mesela.
Üniversiteden mezun olup, ekonomik özgürlüğümü elime aldıktan sonra da hiç yerimde durmadım zaten.
– Temeller sağlammış… 👍
Evet 🙂 Şu an beni az gördükleri için, serzenişleri olsa da farkında olmadan bana aşılamışlar keşfetme ruhunu. 😊
– Kırkı çıkmamış bir bebekken yaptığınız kamptan da ne maceralar, ne anılar kalmıştır hafızanızda…😃
😂
Seyahat sizin için ne ifade ediyor?
Tam anlamıyla, yaşam tarzım diyebilirim. Yaşadığımız dünyayı keşfetmek için uyanıyor, nefes alıyor ve para kazanıyorum. O yüzden, her fırsatta ya bir yerlere gidiyorum ya da gideceğim yerlerin planlarını yapıyorum.
– Muhteşem. Harikasınız… 👍👏
Seyahatlerinizde bavulunuzda olmazsa olmazınız var mı? Varsa nedir?
Tripotum, olmazsa olmazım ama onun dışında valizimdeki her şey gideceğim yere göre şekilleniyor. Genelde, bol gezmeli planlar yaptığım için, olabildiğince az eşya ile seyahat etmeye dikkat ediyorum.
– Bir kadın için, sadece tripotun olmazsa olmaz olmasına şaşırmadım değil.
Valizimdeki diğer her şeyi, gittiğim yerde, bir şekilde bulabilirim ama onu bulamam. 😂
– 😃 O da doğru. Haklısınız…
Sizce Seyahat mi yoksa Tatil mi?
Kesinlikle, önceliğim seyahat. Tatili de dinlenme amaçlı, arada yapıyorum. Özellikle deniz seyahatlerini, daha dinlenmeli yaparak, minik bir tatil haline getirmeye çalışıyorum.
– Bir gezgin için, aksi düşünülemezdi. 👍
SEYAHAT Mİ TATİL Mİ yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…
Seyahatin size kattığı en önemli şey nedir?
İnsanın, dünya üzerinde ne kadar küçük ve sıradan bir canlı olduğunu görmemi sağladı. Böylesine büyük bir gezegende, sıradan bir canlı olduğumuzu unutmadan yaşamalıyız. Kimsenin hayatı, değerleri, gelenekleri diğerinden daha değerli değil bence. Özellikle, diğer canlıların yaşam alanlarına müdahale etmeden yaşamayı, öğrenmeli insanoğlu. Bu sanıldığı kadar zor değil.
– Yine, muhteşem bir cevap… 👍👏
Zaman Makinesi diye bir şey olsaydı hangi yıla, nereye ve neden gitmek isterdiniz?
Dünya’nın geleceğini çok parlak görmesem de geleceğe gitmek isterdim. Mekân hiç farketmez ama İspanya’yı çok sevdiğim için Barcelona‘da olmak isterdim. Geçmişi bir şekilde okuyup öğrenebiliyoruz ama gelecek bilinmez olduğu için mesela bundan 500 yıl sonra ne durumda olacağını görmek, güzel olurdu.
– Peki geçmişte şuna çok üzülmüştüm. Gidip haber vermek, değiştirmek isterdim dediğiniz var mı?
Daha önce üzerine düşünmediğim bir şeydi ama şimdi siz sorunca o kadar çok şey geldi ki aklıma. En günceli, mesela Covid’in yayılmasını, milyonlarca insanın ölüp, sağ kalanlar olarak bizlerin de en güzel zamanlarımızı evde geçirtmesini engellerdim. Atom bombasını, geçmişte yaşanan orman yangınlarını, kısaca Dünya’nın başına gelen her kötü durumu engellemeye çalışırdım.
– Tam bir Greenpeace üyesi gibi konuştunuz. Süpersiniz… 👍
Değilim ama potansiyel var sanırım. 😂Yaşadığımız gezegeni, gerçekten çok seviyorum ve bugüne kadar nasıl koruyamadıklarını anlayamıyorum.
İyi bir ressam olsaydınız, nereyi ve neden resmini çizerdiniz? Kendinizi bu resimde nereye koyardınız ve resime ne gibi dokunuşlar yapardınız?
Gözümde canlanan ilk yer, kuzey ışıkları oldu. En çok görmek istediğim şey ve hiç sıkılmadan izleyebileceğim bir resim benim için. Bir aksilik olmazsa, gelecek sene kavuşmayı planlıyorum. Soğuğu hiç sevmediğim için, sıcacık camdan, bir evin içinde, kuzey ışıklarını izlemek, benim için mükemmel bir resim olurdu.
– Peki, nerede olmasını isterdiniz, bu resmin? Tromso, en ideal yer olarak gösteriliyor ama var mı kafanızda başka bir yer?
Aslında, tarihine göre değişiklik gösteriyor. O yüzden, spesifik bir nokta söylemedim. Şubat ayı düşündüğüm için, muhtemelen tercihimiz Norveç’in Svalbard bölgesi olacak. Ancak, sağlam hazırlık yapılması gereken bir seyahat. Özellikle, kıyafetlerini çok dikkatli seçmek gerekiyor. Kuzey ışıklarını göreceğiz diye soğuktan donmayalım. 😂
– Svalbard mı şu an beni benden aldınız? Hastayım oraya?
Tromso da araştırdığım yerlerden biriydi ama kafamda henüz oturtamadım planı. Bu sene, daha çok kıyafetlere yoğunlaşmayı planlıyorum. Kıyafetlerden sonra, plan yapmak için kolları sıvayacağım. Ancak ben, genel olarak Norveç’e hastayım. 😂
– Orası öyle. Çok haklısınız…
Gidip de göremezsem çok üzülürüm. O yüzden, garanti noktaları tercih etmem lazım. 😂
– Bunun için, olabildiğince kuzeye gitmek, görme ihtimalinizi arttırır. Birde, sitesinden takip etmek lazım.
Bir roman kahramanı olsaydınız, romanın hangi yıl nerede geçmesini isterdiniz?
Bir roman kahramanı olsaydım, Amerika Kıtası’nın keşfedildiği 1490’lı yıllarda, keşif gemisinin içinde olmak isterdim. Ya da 1600’lü yıllarda Avusturalya Kıtası’nın keşfedildiği gemi de olabilir. Dünya üzerinde yeni bir yeri keşfetmekten daha heyecan verici bir şey düşünemiyorum.
– Harika…👍👏
Bir film ya da dizi çekme şansınız olsaydı hangi türde, nerede ve neden orda çekmek isterdiniz?
Hiç düşünmeden, seyahat filmi ya da dizisi çekerdim. Dünya’nın dört bir yanına giderek, gördüğüm en ilginç kültürleri, herkesin görmesini sağlardım. Zaten, blog yazılarımın ya da İnstagram paylaşımlarımın temel sebebi de bu. Olabildiğince geniş kitlelerle, keşfettiğim yeni şeyleri paylaşmak. Spesifik olarak bir yer söylemem gerekirse, bu ara Mısır özel ilgi alanıma girmeye başladı. Çekimlerime ilk oradan başlardım.
– Belgesel tarzda bir film de olabilir. Öyle filmler de varya.
Belgeseller, dünya genelinde çok az izlenmese, en güzeli o olurdu tür olarak. Ancak sanırım, insanlar bir hikaye görmek istiyor, bilgi ağırlıklı şeyleri çok tercih etmiyorlar.
– Çok doğru söylüyorsunuz. Güzel tespit…
Bir şehir ya da yer olsaydınız neresi ve neden olurdunuz?
Küba’daki herhangi bir şehir olabilirim. Henüz görmedim ama sosyalizm, hep özendiğim yönetim tarzlarından. Mesela, sosyalizmin iliklerine kadar işlemiş olduğu bir şehir olan Havana, tam beni anlatıyor sanki. Üstelik yıl boyunca sıcak bir yerde yaşama fikri, bana hep cazip gelmiştir. Tam benlik bir yer olarak düşünmüşümdür, hep Küba’yı. Gidip görünce fikrim değişir mi bilmem ama şu an cevabım çok net. 😃
Hayatınızdaki ilk seyahatiniz nereye ve kimlerleydi?
Bebekken ailemin götürdüğü kampları ve onlarla yaptığımız düzenli tatilleri saymazsak, ilk seyahatim İzmir’eydi. Sığacık, Çeşme ve Alaçatı’yı kapsayan bir seyahatti. Eşimle birlikte gitmiştik, tabi o zamanlar sevgiliydik.
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar gittiğiniz yerlerden en beğendiğiniz yer hangisi? En beğendiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Benim için cevaplaması çok zor bir soru. Çünkü, spesifik bir yerden ziyade, yaşadığım deneyimlerin, bendeki etkisine odaklanıyorum genelde. Her yerin, kendine has dokusu ve bende bıraktığı etki, çok farklı. Türkiye’de en sevdiğim yer Kapadokya ama evim gibi hissettiğim yer Datça. En güzel yemekler Hatay’da ama en keyifli aktivite Likya Yolu’nda yürümek. Hiç birini, birbirinden ayrı bir yere koyamıyorum. Dünya genelinde ilk yurt dışı seyahatim olduğu için, Barcelona beni çok etkilemişti, hala da her gittiğimde etkiler.
Ancak, Porto’daki gün batımı unutamadığım anlardan. Gördüğüm en değişik ada, Burano Adası. Girdiğim en güzel deniz, Sardunya Adası‘nda mesela. Hepsi, çok başka bende. O yüzden, birini seçip, diğerlerini göz ardı edemiyorum.
Tekrar tekrar gitmek isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Gezdiğim hemen her yere, yeniden gitmek isterim. Çünkü, her seferinde giden Gizem değiştiği için, bambaşka bir perspektiften bakıyorum, gittiğim yerlere. Zaman kısıtından dolayı bazı yerlerin hakkını vererek dolaşamadığımı düşündüğüm oluyor, zaman zaman. Özellikle, oralara yeniden gitmek isterim. Mesela, 2019’da gittiğim Kanarya Adaları’ndan Tenerife’ye ya da en son seyahatimizdeki Sardunya Adası’na yeniden gidip, denizi dışındaki trekking, mağara ve şelale gibi diğer doğa aktivitelerini de deneyimlemek isterim. İkisinin de sadece denizini deneyimleyip, bu aktivitelere vakit bulamamıştım.
Bir daha asla gitmem dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Hiç kötü bir deneyim yaşamadığımız için bir daha asla gitmem dediğim bir yer olmadı açıkçası.
– Gezginlerin büyük çoğunluğu, asla gitmem demiyor, herhangi bir yer için ama insanın hiç mi sarmadığı, beğenmediği bir yer olmaz. Bana, bazen ilginç geliyor ya da ben yanlış düşünüyorum.
Şimdiye kadar, hep uzun araştırmalar sonucunda gittim. Seyahatlerimin o yüzden hiç biri hüsrana uğratmadı açıkçası.
– Bakın, işte bu tam oldu. Bu cevap, hiç bir boşluk bırakmadı. Harika oldu. Böyle cevap verildiğinde, denecek bir şey yok.
Mesela, Hindistan’dan çok çekiniyorum. Henüz gitmedim ama gidersem pişman olur muyum diye. Avrupa dışına çok açılamadığım için risksiz bölgelerde gezdim. 😂
– Hııım buna şaşırdım. 😯 Çok iyi bir gezginsiniz çünkü…
Çok teşekkür ederim. ☺️ Özellikle seçmedim aslında. Pandemiden dolayı, v.s. kendiliğinden öyle oldu. Yavaştan, diğer kıtalara da yayılmayı planlıyorum. 🤗
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz plaj hangisi? En beğendiğiniz plaj Türkiye’deyse tek cevap verebilirsiniz.
Buna tek cevabım var. Son deniz seyahatime kadar en sevdiğim plaj, Türkiye’de Sedir Adası Kleopatra Plajı’ydı. Son seyahatimde, Sardunya’daki La Pelosa, birincilik tacını aldı.
– Sedir Adası’nı, Türkiye’de tek geçerim. Kumu müthiş. Bence tartışmasız en iyisi.
Kesinlikle.
SEDİR ADASI KLEOPATRA PLAJI yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…
Türkiye’de ve dünyada, kış turizmi olarak tercih ettiğiniz ya da merak ettiğiniz bir destinasyon var mı, varsa neresi?
Kışın seyahat denildiğinde, benim aklıma ilk olarak, Noel pazarlarının kurulduğu zaman geliyor. Bu sene, en merak ettiklerimden Colmar ve Strasbourg’u göreceğim mesela. Bunun dışında, kayak yapmayı daha önce hiç denemediğim için, bu sene deneyimlemeyi istediğim kış aktivitelerinden. İsviçre’deki Zermatt’ı çok merak ediyorum.
-Yılbaşına doğru, Colmar’ı ben de çok merak ediyorum. Avrupa’da en merak ettiğim yerlerden, Hallstat’la birlikte…
Hallstat için, bu sene defalarca plan yaptım ama bir türlü gidemedim. Baharı bekliyorum. 😇
– Hadi inşaallah, sizlerin gözüyle de görmek isterim.
Türkiye’de ve dünyada en çok merak ettiğiniz ve gitmek istediğiniz yer neresi? En merak ettiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Türkiye’de, Artvin’i görmeyi çok istiyorum. Her gördüğüm fotoğrafta, doğasıyla beni kendine çekiyor. Dünya’ya ise daha genel bakıyorum. Dönemsel olarak en görmek istediğim yerler değişiyor. Bu ara aklım Güney Amerika’da mesela. Ucuz bilet bulduğum herhangi bir yerine, her an gidebilirim. Peru ya da Brezilya mesela.
– Artvin muhteşemdir. En kısa zamanda görebilmeniz dileğiyle…
Önümüzdeki yaz umarım. 🙏
– Hadi inşaallah.
Burada yaşarım yada yaşamak isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Türkiye içinde yaşamak istediğim tek yer, Datça. İlk gittiğim günden beri, hep söylüyorum bunu. Dünya genelinde düşünürsem, Barcelona derim. Hiç bitmeyen bir enerjisi var şehrin. Merkezinde yüzebileceğiniz denizi, leziz yemekleri, güler yüzlü insanları, beni kendine çekiyor.
– Datça’yı ben de seviyorum. Orada ev alıp yaşamayı, ben de düşünmüyor değilim bazen.
DATÇA MERKEZ yazısına göz atmak isterseniz tıklayabilirsiniz…
Burada yaşayamam, bana göre değilmiş dediğiniz yer ya da yerler oldu mu, Türkiye’de ve Dünya’da?
Bir şekilde yaşarım dediklerim çok fazla ama yaşayamam diyebileceğimin üzerine düşünmem gerekir. Granada’ya gittiğimde yaşayamam demiştim mesela. Arap kültürü ve İspanyol kültürünün ayrı ayrı deneyimlenebileceği bir şehir. Çok da güzel, herkes mutlaka seyahat etsin derim, ben de tekrar tekrar giderim ancak yaşayamam. İnanılmaz bir kaos vardı, her yerden farklı baharat kokuları geldiği için, çoğu sokaktan burnumu tutarak geçmiştim.
– Hıım. Bu cevap, bir çok kişiye ilham olabilir.
Umarım, insanları engellemiş olmam. 🙈
– Yok ya öyle düşünmeyin. Ancak, Granada için çok farklı bir yorum oldu. Normalde, sizde biliyorsunuz, Granada için hayranlık uyandıracak yorumlar görürüz. Bu çok farklı bir yorum oldu. Bence güzel.
Turistik olarak güzel ama yaşaması bence zor bir şehir.
– Doğrudur. Demek ki Fas’taki Fes şehrine girdiğiniz gibi çıkarsınız. 😂 Tabakhanesi meşhur ya. Eski usül birde. 😂
Evet ya, biliyorum orayı. 😂
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar sizi yaşamıyla, kültürüyle, insanlarıyla en çok zorlayan ve kendinizi evinizde gibi hissettiğiniz bir yer oldu mu? Olduysa neresi?
Henüz beni zorlayan bir yer ile karşılaşmadım açıkçası. Gitmeyi hedeflediğim yeri, önceden uzun uzun araştırdığım için, genelde bu tarz, zorlayıcı kötü sürprizlerle, karşılaşmıyorum. Kendimi evimde gibi hissettiğim yerleri saymakla bitmez çünkü genel olarak dünyayı evim gibi görüyorum. Ancak, yukarıdaki bir soruda da belirttiğim gibi kendimi evimde gibi hissettiğim yer Datça.
Adrenalin içeren aktiviteler sever misiniz? Seviyorsanız, yaptığınız en heyecanlı aktivite neydi?
Severim ve her fırsatta da denerim. Fethiye’de yaptığım yamaç paraşütünün heyecanını hala bugün gibi hatırlıyorum.
– O güzel de hedefim skydiving. Onun adrenalini bambaşka.
Aaa, evet. 😮 Bir gün belki, onu da deneme şansım olur. 😊
Türkiye’de ve dünyada sizde hayal kırıklığı yaratan bir yer ya da yapı oldu mu, olduysa neresi?
Dünya genelinde, Pisa Kulesi. Türkiye’de ise Kaunos Antik Kenti‘ne çok büyük beklenti ile gidip, ayakta çok az yapı gördüğüm için, hayal kırıklığı yaşamıştım.
– Hadi ya. Pisa Kulesi ilginçmiş…
Tamamen, beklenti ile alakalı bir durum. 🙈
Türkiye’de ve dünyada hayran kaldığınız bir yer ya da yapı var mı, varsa neresi?
Sabaha kadar sayabilirim ama birini seçmem gerektiği için, şu an baskın gelenleri söylüyorum. Türkiye’de Likya Yolu’nun Ovacık-Faralya rotasının her manzarasını nefesim kesilerek izledim. Likya Yolu komple harika manzaralara sahip ama özellikle bu rota ve sahip olduğu manzaralarla beni büyülemişti. Dünya genelinde de El Hamra Sarayı’nı dışarıdan izlemesi çok etkileyiciydi. Özellikle gün batımı saatinde karşısındaki bir tepeye çıkıp heybetini ve mistik hava katan ışıklandırmasını izlemek en sevdiğim aktivitelerdendi.
– Harika yerler.
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz, hafızanıza kazınmış manzara hangisiydi?
– Cevap aynı mı bir üstekiyle yoksa farklı mı?
Aynı. 😂 Ben de onu düşünüyordum.
– El Hamra mı, Likya yolu mu, yoksa ikisi de mi?
İkisi de
Tek bir helikopter turu yapma şansınız olsaydı, hangi şehrin üzerinde yapmak isterdiniz?
Barcelona. Şehrin yukarıdan görüntüsünü, o kadar çok seviyorum ki her gün görebilmek için görselinden tablolar, sehpalar filan bakıyorum. Tam olarak “işte bu!” dediğim bir şey bulduğum an da evimde yerini alacak. 😇
Şu an, dünyanın herhangi bir yerine (Türkiye’de olabilir) tek yön bilet alma hakkınız olsa neresi olurdu?
Daha önce görmediğim, herhangi bir yer olurdu, aslında. Ancak, yine bir yer seçmek gerekirse Filipinler diyebilirim. Bugün, Filipinli biri ile tanıştım ve o kadar çok övdü ki tek yön bilet alıp, bir süre orada yaşayıp, deneyimleme fikri, saatlerce aklımı kurcaladı. 😂
– Doğa olarak muhteşem bir coğrafya…
Seyahatlerinizde başınıza ilginç ya da komik bir olay geldi mi? Geldiyse kısaca bahsedebilir misiniz?
Sık seyahat edince, illa ki başınıza bir sürü ilginç ya da komik olay geliyor. İlk aklıma geleni anlatıyorum. Sardunya Adası’nda denizi göstermek için su altı çekimleri yaptık. Daha sonra eşimin mayosunun cebine koyduk makinayı (bu hep yaptığımız şey). Şansımıza cebinden düştü. Uzun süre aradık taradık bulamadık. Artık pes etme noktasına gelince bir adamla karşılaştık. Dalgıç kıyafeti giymiş gözlüğü vs baya iyi, ondan yardım isteyelim dedik. Adamın mesleği bu çıktı. Para karşılığında dedektörü ile denizde kaybolan eşyaları bulup sahiplerine veriyor. Adam inanılmaz profesyonelce 15-20 dakika içinde çıkardı, getirdi makinamızı. Bulamazsa, para almıyor, bu arada. Biz, ilk başta inanmadık, bulamaz diye düşündük. Bulduktan sonra ki sevincimi ve şokumu anlatamam. Makinayı geçtim, günlerdir yaptığım çekimin emeği vardı içinde. Sardunya’da bir plajda makinamızı kaybediyoruz ve mesleği kayıp şeyleri bulmak olan bir adamla karşılaşıp makinamızı bulup bize veriyor, biri söylese inanmazdım.
– İlginç bir meslek. Çok eşya kaybeden var demek ki. İnsan, isterse ekmeğini taştan çıkarıyor. Helal olsun…
Bizimkini ararken de bir sürü şey buldu zaten. 😂 Adam, eni konu geçimini bununla sağlıyordu.
– Bu iyiymiş. Zaten, genelde öyle olur. İnsan birşey ararken, daha önce kaybettiği başka bir şeyi bulur.
Sahibi olmayanları da satıyor muhtemelen.
– Muhtemelen. Eve, hatıra olsun diye götürmüyordur herhalde.
İtalyanlar değişik insanlar belli olmaz. 😂
– Hadi ya. O kadar diyorsunuz yani…😂
Seyahatlerinizde unutamadığınız, tadı damağınızda kalan bir lezzet var mı, varsa nedir?
Yemekte asla seçim yapamam, çok fazla şey var, tadı damağımda kalan. İlki, Belem Turtası. 🤩 Orjinaline çok yakınlarını yedim ama asla aynısı değil. (Yine aklıma düştü, röportajdan sonra Lizbon’a bilet bakıyorum hemen🙈) Birde Paris’te Cedric Grolet Opera’nın kruvasanını asla unutamıyorum. Adamlar kruvasan değil sanat yapıyor. Roma’da, Mimi e Cocò’da yediğim lazanya, en güzel lazanyaydı ve Floransa’da, Mercato’da denediğim taze makarnayı asla unutamam. İlk aklıma gelenler bunlar oldu, daha sayabilirim. 😂
– İlk aklınıza gelenler, muhteşem lezzetler. Hele ki Belem Turtası. Sanırım, en iyisi Lizbon’daydı. Benim de ağzım sulandı. Daha varsa sayabilirsiniz…😂
Evet, Belem’de yapılıyor orjinali. İnanılmaz bir lezzet ya. Zaten, tarifini sır gibi saklıyorlarmış.
– Evet, biliyorum. Öyleymiş.
Elinizde olsa şurada şunu değiştirmek isterim dediğiniz bir yer ya da yapı var mı varsa neden?
İstanbul’un silüetinde, çıkıntı gibi görünen tüm yapılardan kurtulurdum. 😂 Gezip gördükçe, elimizdekilerin ne kadar kıymetli olduğunu, daha iyi anladım. İnsanlar, o kadar basit yerleri öyle turistik yerlere çevirmişler ki. Bizim elimizdekilerin, bu kadar değerli iken, böyle az kıymet görmesi, beni gerçekten üzüyor.
Gizem Hanım, son olarak takipçilerinize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Birilerini ya da bir şeyleri beklemeden hayallerindeki rotaya doğru, yola koyulsunlar derim. Çoğu zaman, sonsuz vaktimiz varmış gibi yaşıyoruz ama hayat birilerini ya da bir şeyleri beklemek için çok kısa.
– Gizem Hanım, her şey için çok teşekkür ederim. Bana zaman ayırıp, beni dinlediğiniz için. Çok keyifli bir röportajtı. Büyük keyif aldım, daha önce yaptığım, tüm röportajlarım gibi.
Asıl ben teşekkür ederim, cevaplarımı sabırla beklediğiniz için. 😊 Ben de büyük keyif aldım.
Keyifli ve güzel bir röportaj olmuş. Emeğe saygı. Gezgin kadın da o kadar güzel gülüyorki gülüşü, insanın ruhuna işliyor. İtalyan adam ise güzel fikir verdi. Yazın, yoğun dönemde, popüler plajlara kapak atılabilir. Hem tatil, hem iş. :-))
Yine, okuması keyifli, güzel bir röportaj daha. Her iki tarafın da emeğine ve yüreğine sağlık. Bu röportajları sevdik.
Çok eğlenceli bir röportaj olmuş. Elinize sağlık
Çok ama çok güzel olmuş. Emeğinize sağlık
Zevkle okudum. Teşekkür ediyorum.
Elinize emeğinize sağlıkk.
Keşifler mükemmel. Elinize sağlık.
Röportaj çok iyi ama başlık da bir o kadar tuhaf geldi bana. Çok resmi duruyor, saçma olmuş bence. Ancak bu, röportajın güzelliğine gölge düşürmez…
Vuuuuv güzel olmuş
Keyifle okudum.Elinize emeğinize yüreğinize sağlık.