Gezginlerle röportajın bu haftaki konuğu, sevgili Kadir Çapa.
Kadir Bey, İstanbul Kadıköy’de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği bölümünden mezun olan Kadir Bey, geçen seneye kadar İstanbul Üsküdar’da yaşıyordu. Geçtiğimiz sene evlendi ve eşinin işi sebebiyle Eskişehir’e taşındı. Son 1 yıldır Eskişehir’de yaşıyorlar. 3 yıldır, özel bir bankada, Veri Ambarı Uzmanı olarak çalışıyor. Şirketi, tamamen uzaktan çalıştığı için, kolayca Eskişehir’e taşınabilmiş. Seyahatlerinin çoğunu, eşi ile beraber yapıyor. Yıllık izinlerine ve resmi tatillere göre, uygun bilet bulup, bol bol seyahat ediyorlar.
Seyahat etmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi çok seviyor. Özellikle de gittiği yerlerdeki, yerel tatları denemeyi. Ayrıca, yoga yapmayı da seviyor. Ancak, bir süredir ara vermiş. Sabah rutini haline getirdiğinden, tekrar başlamayı planlıyor. Yoga dışında, fırsat buldukça, akşam koşuya çıkmayı seviyor. Kadir Bey, deneyimlerini ise gezgincapa adlı instagram hesabında paylaşıyor.
Seyahat tutkunuz nasıl başladı?
Üniversite 3. sınıftayken, Erasmus programı ile İrlanda’nın Athlone şehrine gidecektim. Bazı sebeplerden dolayı iptal etmek zorunda kaldım. O ana kadar yurt dışına seyahat etmeyi, hiç düşünmemiştim. Bu olaylardan sonra gitsem ne olurdu diye düşünerek, ilk seyahatimi planladım. Gittiğim ilk anda, kendimi çok özgür ve mutlu hissettim. Böylece, seyahat tutkum başladı diyebilirim. 😃 Seyahat etmeye, biraz geç başladım açıkçası. 😃
– Bence hiç de geç başlamamışsınız…
Seyahat sizin için ne ifade ediyor?
Seyahat etmek, benim için her zaman bir tutku oldu. Yemek yemek, nefes almak gibi insani bir ihtiyaç olarak baktım hep. Yeni yerler görerek, yeni yerler keşfederek, kendimi geliştirmek istedim. Her gördüğüm yerden, farklı bir bakış açısı kazandığımı düşünüyorum. Böyle olunca da her seyahatim, bir öncekinden daha heyecanlı hale geliyor. 😃 Seyahat etmeye, hiçbir zaman, tatile gitmek gözüyle bakmadım. Seyahat etmek, bence insani bir ihtiyaç.
– Çok haklısınız. Seyahat ve tatil, birbirlerinden çok farklı kavramlar zaten.
Seyahatlerinizde bavulunuzda olmazsa olmazınız var mı? Varsa nedir?
Zorunda kalmadıkça, bavul taşımayı sevmiyorum. Olabildiğince, sırt çantası ile seyahat ediyorum ve böyle olması daha çok keyif veriyor. Kendimi, backpacker gibi hissediyorum.
Saat, telefon, şarj aletleri ve selfie çubuğu, olmazsa olmaz benim için. Gittiğim yerlerde video ve fotoğraf çekmeyi seviyorum. Bunun için de selfie çubuğu ile saatimi aktif olarak kullanıyorum.
Sizce Seyahat mi yoksa Tatil mi?
Seyahat etmek, benim için her zaman daha önce gelir. Genelde tatile gitmek yerine, seyahat etmeyi tercih ederim. Üst üste çok fazla seyahat ettiysem de araya bir tatil eklemek güzel oluyor. 😃 Genelde, tatilde dinlenerek, bir sonraki seyahatime hazırlanıyorum. 😃
SEYAHAT Mİ TATİL Mİ yazısına göz atmak isterseniz, tıklayabilirsiniz….
Seyahatin size kattığı en önemli şey nedir?
İlk söyleyeceğim şey, farklı bakış açıları kazanmak olur. Farklı kültürler görmenin, gittiğim yerlerde farklı insanlarla tanışmanın, olaylara farklı bakış açıları kazandırdığını düşünüyorum.
Hayatınızdaki ilk seyahatiniz nereye ve kimlerleydi?
İlk seyahatim, üniversiteden bir arkadaşımla, İtalya’yaydı. Roma, Floransa, Pisa, Venedik, Milano, Katanya ve Palermo’ya gitmiştik.
Zaman Makinesi diye bir şey olsaydı hangi yıla, nereye ve neden gitmek isterdiniz?
29 Ekim 1923 tarihine gitmek isterdim. Cumhuriyet’in kuruluşuna tanık olmak ve ulu önderimiz, Mustafa Kemal Atatürk ile tanışmak isterdim. Benim için, büyüleyici bir an olurdu.
– Harika… 👍👏
İyi bir ressam olsaydınız, nereyi ve neden resmini çizerdiniz? Kendinizi bu resimde nereye koyardınız ve resime ne gibi dokunuşlar yapardınız?
Petra’daki The Treasury’yi (El-Hazne) çizmek isterdim. Dünya’nın 7 harikasından birisine gittim ve orada olmak, inanılmaz keyifliydi. The Treasury’nin içine girmek ise yasak. Kendimi oranın içinde hayal edip, hayalimdeki şekli ile çizmek isterdim.
– Sürrealist bir çalışma olurmuş… 👍
Bir roman kahramanı olsaydınız, romanın hangi yıl nerede geçmesini isterdiniz?
1500’lerin başında, İtalya’da geçmesini isterdim. Leonardo Da Vinci’nin yanında, onun hayatını birebir gören, bir roman karakteri olmak isterdim.
Bir film ya da dizi çekme şansınız olsaydı hangi türde, nerede ve neden orda çekmek isterdiniz?
Petra, beni büyülemişti. Indiana Jones filmlerinin bir tanesi, Dune filminin bazı sahneleri, orada çekilmişti. Ayrıca Wadi Rum’u çok beğenmiştim. The Martian(Marslı) filminin de bazı sahneleri Wadi Rum’da çekilmişti. Petra ve Wadi Rum bugüne kadar gördüğüm en farklı yerlerdendi. Bu yüzden Wadi Rum ve Petra’da geçen bir aksiyon film çekmek isterdim.
– Bu film de izlenir hani… 😃
Bir şehir ya da yer olsaydınız neresi ve neden olurdunuz?
Edinburgh diyebilirim. İnsanlar sıcakkanlı, telaşsız, sakin bir hayat yaşıyorlar. Mutlular ve eğleniyorlar. Ben de genel olarak, mutlu ve sakin bir insanım. Telaş yapmayı, acele etmeyi sevmem. Sakinliği severim.
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar gittiğiniz yerlerden en beğendiğiniz yer hangisi? En beğendiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Türkiye’de en beğendiğim yer Kaş diyebilirim. Yolları, denizi, insanları, her şeyi ile çok güzel bir yer. Dünya’da ise en beğendiğim yer, Prag. Sokakları, tarihi, şehrin dokusu, büyüleyici.
Tekrar tekrar gitmek isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Gittiğim çoğu yere, tekrar gitmek isterim. Bir şehri 2. kere gezerken, ilk gezdiğiniz zaman göremediğiniz detaylar, görebiliyorsunuz. Örneğin, Milano, Belgrad, Saraybosna, Mostar, Kotor, Budva, Prag ve Londra’ya 2 kere gittim. Roma’ya ve Floransa’ya da tekrar gitmek isterim. İki şehri de çok sevmiştim ve tekrar görmek isterim. İtalya, en sevdiğim ülkelerin başında geliyor.
Bir daha asla gitmem dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Kesinlikle, Kraljevo (Sırbistan) 😃 Sırbistan’a, 2 kere gittim. Çok da sevdiğim ülkelerden birisi ama Kraljevo’ya bir daha asla gitmem. 2022 yılında, 2 haftalık bir Balkan turu planı yapmıştık. Gidiş dönüş biletini, uyguna ayarlamak için AirSerbia ile Kraljevo’ya gidiş dönüş bileti almıştık, cidden çok ucuzdu. 😃Kraljevo’da bir gün kalıp, Belgrad’a geçtik ama şehirde gezilecek hiçbir yer yoktu. Doğru düzgün, yemek yiyecek bir yer bile bulamadık. Sadece bir meydan var o kadar. 😃 Dönüş için de Belgrad’dan, Kraljevo’ya geçip, bir gece kalıp, uçağa binecektik. Kaldığımız akşam, yemek yedikten sonra hastalandık. Muhtemelen zehirlendik. Dönüş yolumuz da çok zor olmuştu. Bu yüzden, bir daha asla diyorum. 😃
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz plaj hangisi? En beğendiğiniz plaj Türkiye’deyse tek cevap verebilirsiniz.
Türkiyede, Dalyan İztuzu Plajı. Dünyada ise Barcelona’daki Barceloneta ile Budva’daki Jazz diyebilirim. Aralarında karar veremedim. 😃
– Budva’ya yolum düşerse, Jazz Plajı aklımda bulunsun. İlk kez duyuyorum…
Türkiye’de ve dünyada, kış turizmi olarak tercih ettiğiniz ya da merak ettiğiniz bir destinasyon var mı, varsa neresi?
Kış turizmine, çok ilgim yok açıkçası. 2022 yılbaşını, Kars’ta geçirmiştik. Orayı çok beğenmiştim. Kışın, oraya gidilebilir diye düşünüyorum. Tarihi, güzellikleri, insanları ile görülmesi gereken yerlerden birisi. 2022 Aralık başında Christmas Market planı yapmıştım, orayı da çok beğenmiştim. Stuttgart, Strazburg, Colmar ve Mulhouse. Bu rota, Christmas planları için çok güzeldi. Tekrar şansım olsa, tekrar yapabilirim. 😃 Merak ettiğim destinasyon olarak da İzlanda ve kuzey ışıklarını görebileceğim, herhangi bir Kuzey ülkesi diyebilirim.
– Kayak turizmi sevmeseniz de Kars’ta kışın gezi, hele ki kar yağışı denk gelirse harika. Colmar ve civarı da yılbaşı öncesi, gidilecek en güzel zaman bence.
– Kuzey ışıklarını ise sitesinden takip etmek gerekiyor. Gidip de görememek var maalesef. Tromso normalde en ideal yer olarak gösteriliyor ama havanın açık olması da çok önemli.
Aynen öyle, biraz şans faktörü de etkili oluyor.
Türkiye’de ve dünyada en çok merak ettiğiniz ve gitmek istediğiniz yer neresi? En merak ettiğiniz yer Türkiye’de ise tek cevap verebilirsiniz.
Türkiye’de henüz, Karadeniz taraflarını gezmek için fırsat bulamadım. Bir Karadeniz turu yapmak istiyorum. Dünya’da ise merak ettiğim çok yer var. 😃 İlk olarak Brüksel diyebilirim, onun için bu yıl içinde bir plan yaptım. 😃 Kuzey ülkelerinden, Finlandiya ve Estonya’ya gittim. Bunun dışındaki, tüm kuzey ülkeleri listemde var. Uzak rota ise hiç yapmadım. Bali, Vietnam gibi uzak rotalı çok plan var aklımda. 😃
Burada yaşarım yada yaşamak isterim dediğiniz bir yer var mı, varsa neden ve neresi?
Prag ve Manchester’dan birisi diyebilirim. Prag’a ilk gittiğimde şehri çok sevmiştim. Nedenini, kelimelerle anlatamam ama şehir beni büyülemişti. 😃 Bu yüzden, Prag’da yaşarım. Manchester’ı ise genelde gidenler, çok beğenmiyor ama ben çok sevmiştim. Ana dili İngilizce. İnsanlar çok mutlu ve güleryüzlü. Küçük ve tarihi bir şehir. Bu sebeple, orada da yaşamak isterdim.
Burada yaşayamam, bana göre değilmiş dediğiniz yer ya da yerler oldu mu, Türkiye’de ve Dünya’da?
Türkiye’de Eskişehir hariç, herhangi birAnadolu şehrinde yaşayamazdım. Çünkü; Yaşadığım yerde, deniz olmasını istiyorum. Eskişehir’in yeri ayrı ama 😃 Dünya’da ise Kraljevo kesinlikle 🙂
– Eskişehir candır… 👍
Şu an, Eskişehir’de yaşıyorum, ayrıca. 😅
– Harika. Ben de orada okudum. Arkadaşlarım var orada.
Türkiye’de ve dünyada bugüne kadar sizi yaşamıyla, kültürüyle, insanlarıyla en çok zorlayan ve kendinizi evinizde gibi hissettiğiniz bir yer oldu mu? Olduysa neresi?
Türkiye’de bir çok yerde, kendimi evimde gibi hissettim. Kars, Adana, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa ve daha bir çok yerde insanlar, çok sıcakkanlı ve misafirperverler. Bu sayede, kendimi hep evimde gibi hissettim. 😃 Ancak, Demre ve Finike için, maalesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Onun sebebi de Antalya’da gibi değildi ve beklentimi karşılamamıştı. O yüzden, yaşamıyla ve kültürüyle, biraz beni zorlamıştı. Ek olarak, Bergama diyebilirim. İzmir’i çok severim ama Bergama, İzmir gibi değildi. Yolda yürürken, insanlar, sürekli bize baktı. Herkesin yüzü asık ve mutsuzdu. O yüzden, ben de kendimi biraz garip hissettim diyebilirim.
Türkiye dışında düşünecek olursam, Berlin diyebilirim. Berlin’i çok sevdim. Çok güzel bir şehir fakat gittiğim ilk gün ırkçılığa uğradığımı söyleyebilirim. Münih’ten Berlin’e gittiğim ilk gün, kahvaltı yapmak için bir yere girdim. Self-servis bir yerdi, İngilizce konuştuğum için benden sipariş almayıp, benden sonraki kişiyle ilgilenmeye başladı. Arkamda bekleyen kişi yardımcı olmak istedi, onunla İngilizce konuştum, o da benim adıma siparişi, Almanca verdi. Hava çok soğuktu ve ben çok uykusuzdum. Yeni bir yer arayacak enerjim de olmadığı için mecburen orada kaldım. Ancak bu durum, beni çok rahatsız hissettirdi. Neyse ki bu olumsuz durumdan sonra Berlin’de ya da Almanya’nın başka bir kentinde böyle bir durum yaşamadım.
Adrenalin içeren aktiviteler sever misiniz? Seviyorsanız, yaptığınız en heyecanlı aktivite neydi?
Çok severim. Fethiye’de 2 kere yamaç paraşütü yaptım, çok keyifliydi. Budva’da Mogren Beach’de de Parasailing(deniz paraşütü) yaptım. İkisini de çok sevdim, çok heyecanlıydı.
– Fethiye’de yamaç paraşütü harika. Umarım, skydiving de nasip olur. O bambaşka.
Türkiye’de ve dünyada sizde hayal kırıklığı yaratan bir yer ya da yapı oldu mu, olduysa neresi?
Türkiye’de, 2022 yılında, Kaş planı yapmıştım. Kaş’ı çok severim. Ek olarak plana Demre ve Finike’yi de eklemiştim. Demre ve Finike benim için tam bir hayal kırıklığı idi. Denizini beğenmedim, olanaklarını beğenmedim. 2 yerin de güzellik açısından Antalya ile ilgisi yoktu. Dünya’da ise Kraljevo. Yukarıdaki bir soruda anlattığım sebeplerden. 😂
Türkiye’de ve dünyada hayran kaldığınız bir yer ya da yapı var mı, varsa neresi?
Türkiye’de tüm sahil şeridini söyleyebilirim. 😃 Çok zor bir soru oldu bu. Bir çok yer var aslında. Türkiye için aklıma ilk gelen yer Efes Antik Kenti diyebilirim. Dünyada ise, Charles Bridge(Prag), Colosseum(Roma), Köln Katedrali, Cliffs of Moher(İrlanda) ve Petra(Ürdün) aklıma ilk gelen yerler.
Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz, hafızanıza kazınmış manzara hangisiydi?
Türkiye’de aklıma ilk gelen yer, donmuş Çıldır Gölü. Donmuş göl üstünde yürümek ve öyle donmuş bir şekilde izlemek çok güzeldi. Dünyada ise Artur’s Seat diyebilirim. Edinburgh’da, Artur’s Seat’e çıkmıştık ve manzara büyüleyiciydi. Birde, Floransa’da çok meşhur bir tepe vardı, adını hatırlayamadım. Oradaki şehir manzarası da çok güzeldi. Son olarak, Cliffs of Moher’daki manzara inanılmazdı.
– Emin değilim ama sanırım Michelangelo Tepesi.
Evet, orası olması lazım, haklısınız.
Tek bir helikopter turu yapma şansınız olsaydı, hangi şehrin üzerinde yapmak isterdiniz?
Helsinki. Uçakla, Helsinki’ye yaklaştığımızda, manzara inanılmazdı. Helikopterle tekrar, tüm şehir üstünde tur yapmak isterdim.
Şu an, dünyanın herhangi bir yerine (Türkiye’de olabilir) tek yön bilet alma hakkınız olsa neresi olurdu?
Çok iddialı bir soru. 😃 Sanırım, Prag derdim. 2 kere gittim, fırsatım olsa tekrar tekrar gitmek isterim. Prag demeseydim, Manchester diyebilirdim.
Seyahatlerinizde başınıza ilginç ya da komik bir olay geldi mi? Geldiyse kısaca bahsedebilir misiniz?
Lviv’e gitmiştim. Lviv’de pasaport kontrolünden geçerken beni durdurdular. Sonra da bir polis geldi ve bir oda gösterdi. Orada, bir kaç soru soracaklarını söyledi. Daha önce başıma, hiç böyle bir şey gelmemişti. Ukrayna’ya, Türkiye’den çok fazla turist gittiği için beni yönlendirdikleri odanın önünde Türkçe bilgilendirme mesajları vardı. 😃 Standart sorular sordular, neden geldin, ne kadar kalacaksın, nerede kalacaksın gibi. Pasaportumun çoğu sayfası dolu olduğu için de açıkçası anlam verememiştim ama soruları cevaplayıp bir an önce şehri gezme derdindeyim tabi ben 😃 En son, şöyle bir soru sordular. Do you have a dönüş bileti? Bunu duyunca ben istemsiz gülmeye başladım. Ben gülünce, soru soran memur da gülmeye başladı. Sonra, tamam geçebilirsiniz deyip, beni bıraktılar. 😃
– 😃
Bir olaydan daha bahsedeyim. 😃 Budva’da, parasailing yapmıştım. Ücreti konuşurken, fotoğraf ve videolu paketler bulunuyordu. Ben, fotoğraflı olanı istemiştim. Parasailing yaptıktan sonra, cd’ye basıp vereceklerini söylediler. Akşam saatlerine doğru olduğu için de parasailing sonrası bir adres söylediler. Bir iskelede buluşacaktık ve bana cd’yi vereceklerdi. Söyledikleri saatte iskeleye gittim, kimse yok. 5-10 dakika bekledim. Bu arada, parasailing’i yaptıran adamlar da Rus. Ben iskelede beklerken, denizden iskeleye doğru bir bot yaklaşmaya başladı. Botun ucunda da el sallayan bir adam. 😃 İskeleye yaklaştı, bir zarf verdi ve hemen uzaklaştı. İskelede de benden başka kimse yok, sanki yasa dışı bir şey yapıyormuş gibi botun tekinden bir zarf alıp uzaklaştım. 😃 Sonradan düşününce, güldüğüm bir anı ama oradayken garip bir andı. 😃
– Tam, ajan filminin bir sahnesi gibi olmuş… 😃
Seyahatlerinizde unutamadığınız, tadı damağınızda kalan bir lezzet var mı, varsa nedir?
Yemek yemeyi sevdiğim için bu sorunun çok cevabı var. 😃 Ancak, aklıma gelen ilk şeyi söyleyeyim. Strazburg’da, L’Atelier 116’da yediğim kruvasan, ekler ve tatlı çeşitleri. İnanılmazdı.
Elinizde olsa şurada şunu değiştirmek isterim dediğiniz bir yer ya da yapı var mı varsa neden?
Her şey olduğu gibi güzeldir gözüyle bakarım ben, hep. Her yer ve her yapı bir tarihi barındırıyor ve bu sayede o ana ulaşıyor. O yüzden bir değişiklik yapmazdım.
Kadir Bey, son olarak takipçilerinize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Seyahat etmenin bir tatil değil, bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple, imkanları dahilinde, herkesin görebildiği kadar yeri görmesini, seyahat etmesini diliyorum. Birde beni takip ederlerse benim de içerik üretmek için motivasyonumu yükselteceklerini söylemek isterim. 😃
– Kadir Bey, her şey için çok teşekkür ederim. Çok keyifli bir röportajdı. Diğer, tüm röportajlarım gibi. Bana zaman ayırıp, beni dinlediniz. Sağolun… ☺🙋♂️
Ben de çok teşekkür ederim, benim için de çok keyifliydi, zaman ayırdığınız için ben de teşekkür ederim, hoşçakalın☺️🙋🏻♂️
Keyifli bir röportaj daha. Bu röportajlar bizlere güzel fikirler veriyor. Emeği geçenlere teşekkürler
Kaleminize sağlık …
Güzel röportaj olmuş.
İskelede zarf muhabbetine koptum Hahahahahaha
Manchesterı listeye yazalım bari. Petra ve Vadi Rum❤