Bundan yıllar önceydi. Çok sevdiğim dostumla beraber, ilk kez tatile çıkacaktık. Heyacanlarımız yüzlerimizden okunuyordu.
Bodrum’u tercih etmemizin sebebi sakin bir yerde yaşıyorduk ve o canlılığı merak ediyorduk.
O yıllarda en canlı yerlerden biriydi ilk göz ağrım Bodrum. Ayrıca orada bir tanıdığım da vardı ve bu ilk deneyimimizde yanımızda bir yardımcı olmasını istedik. Çünkü daha toy sayılırdık. Çekingenliğimiz de cabasıydı.
Yola çıkarken eniştemin söyledikleri, hala kulaklarımda. Cumhuriyet Caddesinde gezerken, hayat kadınlarına dikkat edin demişti.
Haklı olduğunu gittiğimizin ilk gecesinde anladık. Soluklanmak için oturduğumuz bir banka, hemen bir kadın geldi. Yaşı vardı bize göre. Dostuma; gözleriniz ne kadar güzel dedi, dostum hemen anladı ve kibarca uzaklaştık oradan.
Yine aynı gece saat 00.00’a yaklaşırken dostum; yavaş yavaş gidelim otele, demeye başladı. Sonra baktık ki her geçen dakika kalabalık artıyor, dostum dayanamadı eehh yeter be dedi en sonunda gülerek. Çünkü şaşırmıştı ve anlam verememişti baştan.
Sonra duymuştum böyle olduğunu deyince, tamam dedi.
Sonra baktık ki etraf iyice kalabalıklaşıyor, dedik; dolaşmaya devam. Dolaşmaya devam da damsız bir yere girilmiyor ki. Ne yapsak, ne etsek, çekingeniz, kimseye rica da edemiyoruz.
Hemen tanıdığımı aradım, saat 01.00’e gelirken evinden çıkıp geldi. Sağolsun beni çok severdi. Hakkını ödeyemem rahmetlinin. Nur içinde yatsın, toprağı bol olsun.
Geldi ve bizi, çok iyi bir discoya soktu. İsmi Temple‘dı. O disco daha sonraki yıllarda kapandı.
Disco o kadar kalabalık ve hareketliydi ki içerisi yıkılıyordu.
Dostumla o gece, o kadar eğlendik ki buradan kendisine selam olsun. Harika bir gece geçirmiştik. İlk disco deneyimimizdi.
O gece ve diğer geceler Durak Pansiyon‘da kalmıştık. Tanıdığım bizi oraya yerleştirmişti. Pansiyonda kahvaltı yoktu, sabahları kafamıza göre yiyorduk, bir şeyler. O pansiyon, hala duruyor.
Ertesi gün dostumla Gümbet plajına gittik. Gümbet Plajı özellikle o sene çok canlıydı.
Bir gün önce iyice yanmıştım, merkez plajda. Güneş yağı almak için bir mağazaya girdiğimde, kalabalık bir kız grubu oturuyordu, içeride. Güneş yağı almak istiyorum deyince, kahkayı bastılar, hepsi birden. Beyefendi çok beyazsınız diye.
Güneş yağını aldım, sanıyorum ki beni güneşten koruyacak. Meğersem, bronzlaştırıcıymış. Anladığımda iş işten çoktan geçmişti. Baya yanmıştım.
Bronzlaştırıcı aldıktan sonra da dostuma terlik almak için dolaştık biraz. Terlik satan bir mağazaya girdik, dostum beğenip, aldı bir tane.
Sonradan farkettik ki terlikte Abidas yazıyor. Alırken, farketmemişiz. Amma gülmüştük, aklımıza ne zaman gelse, her seferinde gülüyoruz.
O seneki yabancı potansiyeli ve kalabalık ne Bodrum’da ne de Gümbet’te bir daha olmadı.
Sanki o sene Bodrum bizim için hazırlanmış gibiydi. Yabancı potansiyeli, hareketlilik, eğlenceler harikaydı.
Sonraki yıllarda Bodrum’a yalnız ve arkadaşlarımla epey gittim, o yılki yabancı potansiyelini, hareketliliği ve eğlenceyi bir daha göremedim. Çoğu mekan da ya kapanmış yada çoğunun ismi değişmiş.
Gümbet plajda, daha önce hiç görmediğimiz, enteresan durumlar da görmüş, epey şaşırmıştık. Bu kadarına da pes demiştik. Sonraki yıllarda o manzaralar, o ilginçlikler yoktu. Saat 17.00’den sonra da köpük partisi başlıyordu, tabi biz sadece dışarıdan seyretmekle yetiniyorduk.
Bir sonraki gün, bu sefer merkez plajda, yanımıza biri geldi. Dostumla aynı okulda öğretmenlik yapmış, muhabbet oradan açıldı.
Bir kızla bakışıyordu, kızla konuştu sonra kızla birlikte biraz uzaklaştılar. Bir müddet sonra geldi, bizi pasif mi gördü nedir, neler sallıyor neler. Baya gülmüştük.
Maalesef erkek milleti sallamayı sever hele bazıları çok daha fazla sever.
Son akşam gelip çatmıştı. Bir hafta su gibi geçmişti. Çok durgunduk. Gece otobüsümüz vardı ve son saatlerimizi dolaşarak geçiriyorduk. Bir mekanın önünden geçerken yabancı bir kız grubunun, mekanın önünde dans ettiğini gördük.
O dansı ve şarkıyı hiç unutamam. Mr C The Slide Man’in Cha Cha Slide şarkısıydı.
EFSANE OLMUŞ YABANCI HAREKETLİ ŞARKILAR LİSTESİ yazısını okumak isterseniz tıklayabilirsiniz….
Artık dönüş zamanımız gelmişti. O hareketliliği ve canlılığı arayacaktık. Döndükten sonra 1 haftada kendimize anca geldik. Aklımız hala oradaydı.
O yılları hiç unutamam, çünkü; ilk göz ağrım Bodrum. Dostumla o yılları her yad edişimizde yüzlerimiz güler, mutlu oluruz.
BODRUM MERKEZ YAZISI İÇİN TIKLAYABİLİRSİNİZ…
Kendinize dikkat edin,sağlıcakla kalın…
Bodrum bambaşka bir yer. Türkiye’nin en gözde tatil bölgesi.
Havasına hayran kaldığım yer…Yaşanılası…